Skip to main content

Lahican Şehristanı

 Hazar Denizi kıyılarının güzel ve sevimli şehristanı Lahican, kuzey İran’ın çok ziyaret edilen ama nedense az tanınmış bölgelerinden biridir. Bu antik ülkenin diğer tüm köşelerinde olduğu gibi fırtınalarla bin yıllık dolu bir tarihe sahip bölge sadece tarihiyle değil, verimli ve yeşillikler saçan güzelliğiyle, olağanüstü güzellikteki ormanlarla kaplı dağlarıyla, Hazar Denizi kıyısındaki geniş kumsalları ya da kayalıklarıyla da insanı büyülemektedir. Çöl manzaralarının toprak rengi tonlarına aşina İranlıların bir çoğu için bu bölge kuşkusuz cennetin bir ileri karakolu gibidir.

Zorlu sıradağların yüksekliğiyle mavi gezegenin en büyük gölünün dalgalı suları arasında sıkışmış bulunan Lahican, Sefid Rud ırmağının sayesinde İran’nın en verimli ovası hâline gelmiştir. İki büyük sıradağı, Elburz ve Taleş dağlarını birbirinden ayıran geniş vadiden akan Sefid Rud ırmağı, Elburz sıradağlarının doruklarından Hazar Denizine kadar izlediği uzun yol boyunca Elburz’daki erozyonla tüm biriktirdiklerini ovaya taşımaktadır. Bu mineraller Hazar Denizinden gelen nem ve güçlü yağmurlarla birleşince, ovaya daha çok kurak ve dağlarla kaplı Iran’ın geri kalanında görülmeyen bir verimlilik katmaktadır.

Ovanın Hazar kıyısındaki kuzey kesiminden itibaren güneye doğru gittikçe, irtifa basamak basamak artmaktadır. Elburz sıradağlarının batı kesimi bölgenin doğu ve güneyinde yer almaktadır. Şeytan Dağı (Şeytan Kuh), Gamal ve Ahta Kuh Dağları kurt, çakal, tilki, ayı, gazel, deve, kunduz, kirpi, tavşan, yabandomuzu, Asya Puması, sırtlan ve “Ganj Banu” adı verilen kümeslerin amansız düşmanı beyaz göğüslü fare-tavşan ya da bölgenin bataklıklarında dolaşan henüz adı konmamış küçük timsah gibi çok çeşitli bir hayvan varlığını barındıran sık ormanlarla kaplıdır. Suda ya da karada yaşayan yaban kazları, yaban ördekleri, Murabut Kuşu, Deniz Kartalı, Yeşilağaçkakan, Gecekuşu ve Baykuşların çeşitli familyaları gibi birçok kuş türünün varlığını da unutmamız gerekir. Bu dağlar bitki örtüsü için olduğu kadar hayvan varlığı açısından da mükemmel bir ekosistem sunmaktadırlar.

Lahican ilinde Langarud, Deylaman-o-Siahkal, Rankuh Astaneye Eşrefiye ilçeleri yer alır ve en önemli akarsuları Pel ya da Pileh Rud (Büyük Irmak), Şam ya da Şim Rud, Sefid Rud ve Pardeh Sar’dır.

Doğal güzellikler arasında Şeytan Kuh Dağının doruğunda bulunan “Yeşil Çatı”dan bahsetmemiz gerekir. Burası Safevi kralı Büyük Şah Abbas tarafından VIInci yüzyılda yapılmış olan tarihi bir havuzdur. Dağın doruğundan fışkıran ve büyük bir havuza muhteşem bir şelaleyle dökülen kaynak suyunun kenarında  seksen taş basamaktan oluşan eserden günümüzde ne yazık ki çok azı ayakta kalabilmiştir.

Yüksek irtifalı Elburz sıradağları ve Hazar Denizi arasında kalan Lahican ormanlarla kaplıdır. İklimi nemli, ılıman ve çok yumuşaktır. İran ikliminin sert rüzgarlarından korunmaktadır. Yazın bölgenin sıcaklığı 32 dereceyi aşmaz ve kış boyunca da sıfırın altında 4 derecenin altına düşmez. Özellikle ovada yani Hazar Denizi kıyısı olmak üzere yıllık ortalama 1300 ve 1500 milimetre arasında yağış almaktadır.

İl merkezi Lahican Gilan eyaletinin büyük ve eski bir kentidir. 1498 kilometrekaresi Gilan’ın üçüncü ve Gilak ve Galeş etnilerinden oluşan 256 000 nüfusuyla Gilan’ın ikinci en kalabalık kentidir. Konuşulan yerel dil gilaki lehçesidir.

Etimolojik olarak eskiden Lahedcan adı verilen Lahican “İpek şehri” anlamına gelmektedir.

Önceleri antik Pers dinine inanan Lahican halkı, Nasır Alhak Otruş adlı yerli bir yöneticinin hükümdarlığı altında İslam dinini kabul etmiştir.

Ovada temel ürün olarak pirinç ve yamaçlarda ise çay üreten Lahican’lılar geçimlerini tarımdan sağlarlar. Ticaret de oldukça gelişmiştir. Bu bölgeden diğer bölgelere ihraç edilen ürünlerin başında ipek, pirinç ve çay gelmektedir.

Damak zevki sahiplerine, un, antepfıstığı, muz ve hindistan ceviziyle yapılan Kolutşeh adlı geleneksel çörekten söz etmekte yarar var. Öte yandan İran’da ilk kez çay bitkisi ekimini Muhammed Huseyin İsfahani denemiş ama başarısız olmuş ve ancak 1890 yılında “çay ekicisi” adı verilen Kaşif-o-Saltaneh isimli biri İranlılar için çok önemli olan bu bitkiyi yetiştirmeyi başarabilmiştir. Bugün Lahican çayı ülkenin en önemli ihraç kalemlerinden birini oluşturmaktadır. Turizme gelince, Lahican özel konumu ve özellikle de eyalet merkezine yakınlığı sayesinde sayesinde “Kuzey illerinin kraliçesi” unvanını hak etmiş ve turizm endüstrisini geliştirmiştir.

La revue de Téhéran dergisinin Aralık 2006 tarih ve 13 nolu sayısında Muhammed Rıza Purmusa imzasıyla Fransızca yayınlanan yazıdan Türkçeye çevirilmiştir.