gizemli Kerman
İran’ın güney doğusunda yer alan Kerman Eyaleti, 200 000 kilometrekareye yakın yüzölçümü ve yaklaşık 3 milyon nüfusuyla İran topraklarının %11’ine karşılık gelmektedir. Bölgedeki insan yerleşimine ait izler Milattan Önce IVncü binyıla kadar dayanmaktadır. Bu çok eski tarihi sayesinde eyalet, kendi türünde benzersiz muhteşem çöl coğrafyasıyla bütünleşen, birçok binyıla dayanan bir beşeri medeniyeti yansıtan kültürel, tarihsel ve mimari hazineye sahiptir. Öte yandan Kerman, gelişmiş tarım ve el sanatlarının yanı sıra aynı zamanda zengin maden potansiyelinden güç alan dinamik bir ekonomiye de sahiptir.
Tarihsel olarak Kerman adı « Butiya » ya da bölgenin antik dönemdeki adı olan « Germania »’nın deforme olmuş şekliyle « Karamaniya » sözcüğünden türemiştir. Pers mitolojisinde Kerman adı, mitolojik Kral Tahmures’in oğlu « German » adlı bir savaşçının adıdır. Kerman’ın antik dönemdeki başkenti « Gavaşir » ya da « Bardşir » idi; Gavaşir, Ardeşir kenti için kullanılan « Kurhardşir »’den türemiştir.
Bölgedeki beşeri yaşamın çok eski dönemlere dayanıyor olması sayesinde Kerman eyaletinin sahip olduğu sayısız arkeolojik ve prehistorik zenginliklerinin büyük bölümü, çöl ikliminin sertliğinin araştırmaları zorlaştırmasından ötürü gün yüzüne çıkarılamamıştır. Jiroft, Şahdad ve Mahan bölgelerinde günümüzde çok yoğun arkeolojik çalışmalar yürütülmektedir ve gerçekleştirilen kazılar Kerman’da bundan altı bin yıl önce var olan, tanınmayan uygarlıkların varlığını gün yüzüne çıkarılmasını sağlamıştır. Jiroft ören yeri (Antik Jiroft Uygarlığı) ve Şahdad’taki uzantısı mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerdendir.
Kerman Eyaletinin doğal güzellikleri
Kerman eyaletinin güzelliği sadece tarihsel mirası ile sınırlı değildir, çünkü aynı zamanda ziyaretçilere çok farklı manzaralar eşliğinde vahşi güzelliğini de sunmaktadır. Çöller, dağlar ve ormanlar eşsiz bir bütünlük oluşturmaktadırlar. Ekoturizm ve özellikle de çöl ekoturizmi günümüzde bölgede büyük gelişme halindedir. Eyalet topraklarının büyük bölümü çölden oluşmaktadır ve Kerman çöllerinin en ünlüsü kuşkusuz, gökyüzünün çıplak gözle yıldızların sonsuzluğunu ortaya koyduğu çarpıcı bir coğrafyaya sahip, muhteşem bir yürüyüş turu bölgesi olan Lut’taki çöldür.
Çok sıcak ve çok kurak olan ve 2005’te kaydedilen en yüksek sıcaklığın 70 °C’ı aştığı çölün doğal çekim unsurları arasında, rüzgarın oluşturduğu garip kum oluşumları olan ve yer yer 500 metre yüksekliğe kadar ulaşan kalutları sayabiliriz. Kum tepecikleri, özellikle Sircan’daki gibi büyük tuz gölleri, kayalık faylar ve gökbilimcilerin gözlemlerine elverişli her zaman açık olan gökyüzü, bir insanın herhangi bir çölde karşılaşabileceğinden çok daha fazlasını sunmaktadırlar.
Kerman’daki dağlar
Çöl eyaletin tek doğal güzelliği değildir. Burada bulunan birçok yüksek dağ ve yanardağ, düşük bir yıllık yağış oranıyla ve Jiroft’taki gibi ansızın oluşan vahalara olanak tanıyarak, eyaletin farklı iklim özelliklerine sahip olmasını sağlamıştır.
Hazar Dağı: Rayen yakınlarında, Bam’ın 114 km kuzey-batısında bulunan Hazar Dağı 4465 metre yüksekliktedir. Dağın yamaçlarındaki köyler irtifa nedeniyle soğuk ve serin bir iklime sahiptirler.
Palvar Dağları: Bu sıradağlar, Lut çölünün güneyiyle İran’ın orta kısmında yer alan bölgelerini bir duvar gibi birbirinden ayırır. 1450 km2 ‘lik bir yüzölçümüne sahip sıradağlar kuzey-batıdan güney-doğuya doğru 147 km boyunca uzanırlar. Bu sıradağlar arasındaki en önemli dağlar Tigeh Siyah, Talzar, Siyah Kuh-e Gurk, Maniruz, Keyhüsrev ve Govdartşah dağlarıdır.
Purkan ya da Barfdan sıradağları: Şehr-e Babak’ın kuzey-doğusundan, Rafsancan kentinin batısına kadar uzanan bu sıradağları, Necip, Espazar, Turan, Kalateh, Zevc, Bisukteh, Narkuh, Karmarmedvar, Kamarsefid, Sang Avaz dağlarını içermektedir. Bu dağların çoğu 2500 metrenin üzerindedir ve en büyükleri de 3442 metrelik Pari Kuh Dağıdır.
Jupar Dağı: Kerman’ın 43 km güney-doğusunda bulunan 4135 metrelik Jupar Dağı dışında 4200 metre yüksekliğindeki Sesak Bozorg ve 4000 metrelik Balutçi Dağı bulunmaktadır.
Sayılması (ve tırmanılması) gereken diğer dağlar arasında, Şatr gibi birçok ırmağın kaynak bulduğu 3775 metrelik Bağ Bala Dağı, Kademgah Dağı ve Jiroft’un 105 km Kuzey-batısında bulunan 4048 metre rakımlı Sarmoşk Dağı yer almaktadır.
Bölgede bulunan ve bir bölümü volkanik olan birçok dağda ayrıca bir kısmı düzenlenmiş olan termal kaynaklar da bulunmaktadır. Bunların arasında Rayen’in 33 km Kuzey-batısında bulunan Hüseyinabat kaynağı, suları romatizma tedavisinde çok etkili olduğu bilinen Kerman’ın güneyinde Sultanabat yerleşiminden 11 km uzakta bulunan Asgar Kalesi kaynağı, yöre halkı tarafından kemik hastalıklarına iyi geldiği bilinen Kasımabat termal su kaynağını sayabiliriz. Kasımabat termal su kaynağı Rafsancan kentinin 6 km doğusunda yer almaktadır. Aynı şekilde Kerman’ın doğusunda, Juşan köyüne 13 km uzaklıktaki sinir hastalıklarında sakinleştirici etkisi olan ve kemik hastalıklarına iyi geldiği bilinen Tahthatun termal kaynağını, Raven’e 40 km uzaklıktaki Gergereh Babatorş ve Kerman’ın güney-doğusunda, Abarag köyünün 11 km kuzeyindeki Abarag kaynaklarını da saymamız gerekir.
Kerman’ın gölleri, mağaraları ve koruma altındaki doğal parkları
Eyaletin geniş toprakları ve doğal çeşitliliği nedeniyle burada koruma altına alınmış birçok doğal park yer almaktadır.
- Passib Doğal Parkı : Kerman ve Zarand arasındaki sınırda yer alan koruma altına alınmış bu bölge çölde yaşayan birçok canlı türüne ev sahipliği yapmaktadır.
- Lut-e Zangiyabad Doğal Parkı : Bam’ın güneyindeki bu doğal park Şinkara (Gazella Benettii) adlı özel bir gazel türünün yaşam alanıdır.
- Biduyeh a Bardsir Dağı Doğal Parkı : Bu bölge özellikle barındırdığı gazel ve dağ keçisi türü çeşitliliğiyle tanınmaktadır.
Sircan’daki Bolurd ovalarında ise bu bölgede kalabalık bir topluluk oluşturan nesli tükenmekte olan Asya Hubara Toy Kuşu gibi çok farklı kuş türleri yaşamaktadır.
Aynı şekilde her yıl pembe flamingolar ve çeşitli yabani kaz ve ördek türleri gibi binlerce göçmen kuşa her yıl ev sahipliği yapan Cazmurian mevsimlik gölünü de saymalıyız.
Koruma altındaki diğer doğal parklar, Prosopis ormanlarından oluşan Mehriye, Govdşah doğal parkı, Anjerak Raba ve yabani fıstık ve badem ağaçlarıyla ünlü Kuh-e Nar Dağıdır.
- Lut Gölü : Kerman bölgesi, ülkedeki en kurak bölgelerden biridir, ancak yağışların azlığına karşın, dağlardan birçok mevsimsel ırmak ve tabi ki Kerman Dağının Kuzey-doğusundaki Lut Gölü gibi de göller beslenmektedir.
- Cazmuryan Gölü : Cazmuryan Gölü bu bölgenin tartışmasız en çok tanınmış gölüdür. Yıllık yağış miktarının az olması nedeniyle, gölün boyutu ve su miktarı mevsimden mevsime değişiklik göstermekte, hatta bazı yıllarda göl tamamen kurumaktadır.
Kerman eyaletindeki dağ ve yükseltilerin fazlalığı nedeniyle, bazıları mağarabilimciler arasında büyük değere sahip olan birçok mağara da bulunmaktadır. Bunlar arasında, bölgede ekoturizm açısından en önemli değerlerden biri olan ve derinliği ve eyaletteki en büyük mağara oluşu itibariyle Torang’taki kireçtaşı mağarası da dikkat çekmektedir. Mağara Kerman kentinin 230 km güney-batısında yer almaktadır.
Mirza Mağarası : 2342 metre irtifada bulunan mağara, zorlu girişi nedeniyle ancak yetenekli mağarabilimcilere geçit verebilmektedir. Mağarada sekiz ana ve dört tali bölüm bulunmakta ve mağaranın merkezinde kaşiflere çeşitlilik sunan 90 metre derinliğinde bir su kuyusu yer almaktadır.
Kerman eyaletindeki tarihi eserler
Eski medeniyetlere ev sahipliği yapmış topraklara sahip Kerman Eyaleti komşu eyalet Yezd kadar çok tarihi esere sahip değildir. Bunun nedeni bizzat tarihin kendisidir. Çünkü öylesine çalkantılı bir geçmişe sahiptir ki insanoğlunun bıraktığı izlerin birçoğu kısmen silinmiş durumdadır. Bu arada, ayakta kalabilen eserler bu yöredeki yaşamın birkaç binyıllık sürekliliğini ortaya koymaktadır. Ortadan kaybolan medeniyetlerin geçmiş yaşamını ortaya koyan keşfedilen Jiroft gibi çok eski arkeolojik kalıntılar dışında, başka yapılar da geçmişe tanıklık etmektedir. Bu yapıların en eskileri bundan birkaç yıl önce yaşadığı deprem sonrasında büyük hasar gören ünlü Bam Kalesi ve bunun benzeri kale ve tapınaklardır.
Kerman’da bunun dışında da gezilecek başka kaleler vardır:
- Rayen Kalesi : Bam’daki benzerinin kuzeni sayılan bu kale Sasani döneminden kalmadır. Bam kalesinden sonra, 2000 m2 lik yüzölçümüyle Rayen
kentinin yanında yer alan kale ikinci en büyük kerpiç tuğla yapıdır.
- Anar Kalesi : Kerman eyaletinin kuzeyindeki Anar kentinde bulunan Anar kalesi, eski adıyla Aban, bulunduğu şehir gibi Sasani döneminde inşa edilmiştir. Üç katlı kalenin bölümlerinden bazıları bundan otuz yıl hasar görmüş olsa da bugün hala ayaktadır. Kale avlusu içerisinde bugüne kadar mimari ya da arkeolojik hiçbir inceleme gerçekleştirilmemiştir.
- Dohtar Kalesi (Kız Kalesi): Ardeşir tarafından M.Ö.220 yılında inşa edilen kale, Kerman eyaletinin kuzey-doğusunda yer almaktadır. Başlarda Gavaşir ya da Dağ Kale olarak adlandırılan yapı, daha önce hiç ele geçirilmemiş olmasına gönderme olarak daha çok Kız Kalesi olarak anılmaktadır. Sasani devrinde eyalet valisinin ikametgahı olarak kullanılan kale, suların, kadınların, bitkilerin ve doğurganlığın tanrısı olan tanrıça Anahita adına yapılmış eski bir tapınağın kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Geçen süre içerisinde az hasar gören kale bugüne kadar ne bakım ya da restorasyon görmüş ne de üzerinde ciddi bir inceleme yapılmıştır.
- Ardeşir Kalesi : İhmal edilen ama buna karşın daha iyi korunmuş olan Ardeşir Kalesi, Dohtar Kalesinin yakınlarındadır. Sasani hanedanlığının kurucusu Ardeşir Babakan’ın emriyle M.Ö.226 yılında inşa edildiği düşünülmektedir. Eski kalede antik saraylar, tapınaklar ve yerleşimler bulunmaktadır. Kerman kentine 150 metre tepeden bakan kale duvarları ortalamadan çok daha kalın tuğlalarla inşa edilmiştir. Kalenin mozaiklerinden günümüze kalanlar dekorasyona ayrı bir önem verildiğini göstermektedir. Bu kale diğerleri gibi kendi kaderine terk edilmiş durumda ve burada ayrıntılı bir inceleme ve düzenleme yapılmasına ihtiyaç vardır. Kale çevresinde sayısı gün geçtikçe artan modern yapıların da bu ören yerine hasar verme riski söz konusudur.
Son bin yıla ait tarihi eserler
Kerman’ın mimari tarihi kuşkusuz bu kalelerle sınırlı değildir ve eyaletteki kentlerin her birinde ziyaret edilmeye değer güzel eserler mevcuttur:
Kerman’daki Kancalı Han Külliyesi: Kerman’ın vazgeçilmez mekanların biri olan Kancalı Han tarihi külliyesi, Safevi dönemine ait Pers çöl mimarisinin çarpıcı örneklerinden birini oluşturmaktadır. Bu yapılar dönemin valisi Kancalı Han’ın emriyle mimar Muhammet Yazdi’ye yaptırılmıştır. Yapılar arasında bir cami, bir kervansaray, bir hamam, bir para üretim atölyesi, meydan ve su deposu yer almaktadır.
Yapıların en ünlüsü 1000 metrekareye yayılan ve mimari güzellikle işlevselliği bağdaştırmasını çok iyi bilen Safevi mimar Muhammet Yazdi’nin eseri olan hamamdır. Ali Rıza Abbasi gibi sanatçılar tarafından özenle süslenen yapılar ayrıca mozaikleri, boya süslemeleri, freskleri ve diğer bezemeleri için özellikle ziyaret edilmelidir.
Bir kısmı hala bölge halkına hizmet veren diğer tarihi hamamlar arasında, Kaçar Hanedanlığı döneminden kalma İbrahim Han Hamamı, Mahan kentine 6 km mesafedeki Şehzade Parkı Hamamını ve Kerman’da bulunan ve günümüzde bir çayhaneye dönüştürülen ve 1901 yılında Zand mimarisine uygun olarak inşa edilen Vekil Hamamını sayabiliriz. Son olarak da bir başka önemli hamam olan kendine özel mimarisiyle dikkat çeken Kaçar dönemine ait Bardsir’deki tarihi Bahadır Lalezar hamamını da saymamızda yarar vardır.
Kerman eyaleti aynı zamanda, eski ve çoğunlukla İlhanlılar ya da Selçuklular döneminden kalma oldukları için mezarları çekim alanı oluşturan birçok ermişin, sufinin ve gizemcinin de bulunduğu bir bölgedir.
- Hacı Atabey Türbesi: Kerman Kapalıçarşısının yanında yer alan bu yapı XIInci yüzyıl Selçuklu mimarisinin çarpıcı örneklerindendir.
- Pir Barhag Türbesi : Bardsir’de bulunan XIIIncü yüzyılda yaşamış Hıristiyan ermişe ait bir yapıdır.
- Mir Haydar Gürkan Türbesi : Safevi dönemine ait bu türbe Safevi döneminden kalmadır ve Jiroft yakınlarındaki şirin Esfandageh yerleşiminde Safevi planına göre düzenlenmiş muhteşem bir parkın içinde yer almaktadır.
- Şah Nimetullah Vali Türbesi: Tartışmasız olarak bölgedeki tarihi türbelerin en önemlilerinden biridir. Şair ve sufi Nimetullah Vali XVnci yüzyılda Nimetullayeh sufi okulunun kurucusu olmuştur. Türbe Kerman’ın güney-doğusundaki Mahan’da bulunmaktadır.
- Akhund Türbesi : Tonozları ve dokuz açılımlı eyvanıyla tuğladan yapılma muhteşem bir yapıdır.
- Prens Hüseyin Jupar Türbesi : Kerman yakınlarındaki Jupar’da yer alan bu türbe Safeviler döneminden kalmadır.
- Emir Haydar Türbesi : Aynı şekilde Safevi döneminde kalma olan ve bir Safevi prensine ait olan türbe, Jiroft yakınlarında Esfandageh’te bulunmaktadır.
- Kral Firuz Türbesi : Sircan Kalesinin 5 km güney doğusunda yer alan bu türbe Vahdetabad köyüne hakim bir yerde, 30 metre yükseklikteki koyu yeşil renkli bir kayanın üzerinde bulunmaktadır. Yöre insanlarının inancına göre, mezarda zehirlenerek öldürülen Ebu Kalicar ya da oğlunun naaşı yer almaktadır. Mimari tarzına bakılırsa türbe XIIIncü ve XIVncü yüzyıllara İlhaniler döneminden kalmadır.
- Mustagiyeh Türbesi : Bu türbe, bir sufi medresesi yöneticisine aittir. Bu kez, söz konusu olan Kaçar Hanedanlığı döneminde yaşayan (XVIIInci yüzyıl sonu-XIXncu yüzyıl) Mustag Ali Şah’ın medresesi söz konusudur. Mustag 1791’de öldürülünce daha önce orada bulunan bir ermişin mezarına defnedilmiş ve zamanla burası Mustagiyeh adıyla ün yapmıştır. Buraya aynı zamanda «üç kubbe» de denilmektedir, zira yapıdaki üç mezarın üzerinde üç tane ayrı kubbe bulunmaktadır.
Ticaret bölgesi ve İpek Yolunda durak noktası olan Kerman’da ayrıca özellikle Safeviler dönemine ait birçok tarihi kervansaray da yer almaktadır.
- Gotabad Kervansarayı : Bu Safevi kervansarayı, Rafsancan kentindeki Gotabad çarşısının merkezinde hala etkin olan bir kent kervansarayıdır.
- Kabutar Han Kervansarayı : Bu Safevi yol üstü kervansarayı Kerman yolu üzerinde Rafsancan kentinin 30 km güney-doğusundaki Kabutar Han yerleşiminde yer almaktadır. Bu bina, içinde yaşanan tarihsel olaylardan ötürü mimari ve tarihsel olarak önemlidir.
- Çahar Suk Kervansarayı : Kerman’da inşa edilen bu kervansaray, Kancalı Han Kervansarayı yakınındadır ve biri Saraç Pazarı diğeri ise Kale Pazarına açılan iki kapıya sahiptir.
- Vekil Kervansarayı ve külliyesi: Safevi Kancalı Han Kervansarayının yanına inşa edilen bu yapılar Kaçar Hanedanlığı döneminden kalmadır. Kerman Valisi Muhammet İsmail Han Vekil-ol-Mülk’ün emriyle yapımlarına başlanmış ve Mürtezagoli Han’ın yönetiminde 1870’de inşaatları tamamlanmıştır. Bu kervansaray ve çevresindeki yapılar, İran’daki örneklerinin en büyüklerindendir.
- Mirza Alinagi, Hindu ve Mirza Hasan Kervansarayı : Bu üç küçük kervansaray Safevi döneminden kalmadır.
Kerman gibi bir çöl bölgesinde, su ve suyun muhafazası konusu tabii ki tarihsel süreç içerisinde büyük önem arz etmiştir. Bu nedenle, birçoğu türünde eşsiz birer mimari anıt olan su depolarının inşasına ayrı bir özen gösterilmiştir. Burada en çok tanınmış iki su deposundan bahsedebiliriz:
- Şah Nimetullah Vali su deposu : Bu eski depo Mahan’da, ünlü sufinin türbesinin çevresindeki yapılar içerisinde yer almaktadır. Türbeyle birlikte aynı tarihte, XVnci yüzyılda inşa edilmiştir.
- Ali Merdan Han ve babası Kancalı Han su depoları : Kerman kentinin tam merkezinde, Kancalı Han külliyesi içerisinde bulunan ve Safevi dönemine ait bu iki su deposu, mimarilerindeki işlevsel ayrıntılara gösterilen dikkat ve incelik açısından dikkat çekmektedirler.
Kerman’ın büyük evlerinden söz etmemizde de yarar vardır. Bölgede yaşayan seçkin ve büyük tüccarlara ait olan bu evler, Kerman’ın tarihsel mimarisinin incisidirler. Bunlar arasında özellikle Rayen’de bulunan ve Zand dönemine ait Vali Mir Hüseyni’nin ve Kaçar dönemine ait Bardsir’de bulunan Baharülmülk evlerini sayabiliriz.
Çok eskiden tüccarların durağı olan Kerman kentinde, çoğu birkaç asırlık olan ama hala işlevsel olan birçok kapalı çarşı da yer almaktadır. Bu çarşıların dar ara sokaklarında kaybolmak ayrı bir zevktir.
Camilere gelince bunlar tartışmasız mimari ve arkeolojik açıdan birer tarihsel koleksiyondurlar. Bazıları İslamiyet öncesi tapınak kalıntıları üzerine inşa edilmişlerdir. Bunlar arasında özellikle Kerman’daki Selçuklulardan (XInci yüzyıl) kalma İmam Cami ve Al-e Muzaffer (XIIIncu yüzyıl) döneminden kalma Pamenar Camii, Vekil-ül Mülk’ün emriyle 1773’te inşa edilen ve XIXncu yüzyılda onarılan Vekil Camii, Sircan’da 1846 tarihinden kalma Seyit Camii, Şahdat’ta çok eski bir yapı olan ve günümüzde ancak bazı duvarları ve kubbesinin bir kısmı ayakta duran Selçuklu Camii ve tümü kerpiçten inşa edilen Habestan Camii dikkat çekmektedir. Sircan’da ayrıca Pierre Kalesi Camii bulunmaktadır ki girişini süsleyen tablete göre Muzafferi döneminden (XIIIncü yüzyıl) kalmadır.
Bu camilerin yanında bulunan ve günümüzde terk edilmiş olan bazı büyük medreseler de çok güzel mimari örnekler sunmaktadır. Bunlar arasında özellikle Kerman’da 1598 yılında Muhammet Sultani Yazdi tarafından inşa edilen Kancalı Han medresesi, Kancalı Han’ın torunu tarafından inşa edilen Şafiye Medresesi ve Şii Şeyhiye akımına ait İbrahim Han Medresesini sayabiliriz.
Çöllük ama zengin bir bölgenin sakinleri olan Kermanlılarda köklü bir bahçe tasarımı geleneği vardır; çevrelerindeki doğal koşulların zorluğu onları gerçek birer yeşil hazineler yaratmaya itmiştir. Bu büyük bahçelerden bazıları günümüzde doğal güzelliklerinden yararlanmaya gelen bölge sakinleri için vazgeçilmez dinlence yerleri konumundadır.
Tigran Dağının eteklerinde, Mahan kentine birkaç kilometre uzaklıkta bulunan Prens Mahan Parkı, Iran’daki geleneksel bahçelerin en güzelidir. Park XIXncu yüzyılda Kaçar valisi Abdülhamit Farmanfarma tarafından düzenlenmiştir.
Kaçar Hanedanlığı döneminde düzenlenen Harandi Müzesi Parkı da güzelliğiyle ün salmıştır. Tarihsel olarak, parkın merkez köşkü, iktidardan 1941 yılında indirilip sürgüne gönderilen Rıza Pehlevi döneminde yapılmıştır.
Bölgedeki diğer bahçeler Fatabad, Gavaşir yakınlarındaki Bayramabat, binyıllık sedirleriyle ünlü Sircan’daki Beymand, Sircan’ın 45 kilometre güney-doğusunda kayalık bir arazide düzenlenmiş Bolurd ve Kaçar döneminden kalma Nasıriye Parklarıdır.
Yazımızı sonlandırırken bu kısa makalenin, bugün hala az tanınan ve gizemini koruyan Kerman eyaletindeki doğal ve tarihi çekim alanlarının ancak özet bir anlatımı olduğunu söylememizde yarar var.
(La Revue de Téhéran dergisinin Kasım 2013 ve 96ncı sayısında Arefehn Hedjazi imzasıyla yayınlanan Fransızca yazıdan Türkçeleştirilmiştir).
[1] Bakınız Revue de Téhéran dergisinin Ağustos 2013 tarihli ve 93 ncü sayısında Sarah Mirdamadi imzasıyla yayınlanan « Dünya’daki en büyük ikinci pişmemiş kerpiçten yapısı olan İran’daki Rayen Kalesi (arg-e Rayen) » adlı makale.