trulli
Trullo (Trulli’nin çoğulu), Güney İtalya’daki Puglia bölgesindeki Bari, Brindisi ve Tarente kentleri arasında yer alan Murgia dei trulli platosunda çok yaygın olan bir kırsal yapı türüdür. İlk bakışta girişi alınlık ile kaplı mesken amaçlı kullanılan bir küçük odayı çevreleyen duvarları ve kubbesi kuru duvar tazında örülü taş kulübedir. Bu odaya, geceleri uyumak için ya da mutfak ya da ısınma amaçlı kullanılan ve merkezi bölüme bir taş kemerle bağlanan daha küçük olan bir ya da iki oda katılmaktadır. Trullo deyimi okuyacağınız incelemede başta bu özgün anlamıyla ele alınacaktır.
Duruma göre Trullo, küçük çiftçi ya da tarım işçilerinin kullandığı, geçici ya da mevsimlik ya da sürekli meskeni olarak kullanılmıştır. Bu yapılara Bari kenti kırsalında dağınık halde rastlanmakla birlikte, Alberobello’da bunlardan oluşan gerçek bir yerleşim bulunmaktadır. Trulli’ler açısından en zengin bölge, Alberobello, Locorotondo, Cisternino ve Martina Franca arasında yer alan Valle d’Itria’dır.
1. Casedda’dan Trullo’ya
İtalyanca il trullo (Yunanca τρούλος’dan türeyen) deyimi, Murgia dei trulli bölgesinin dışındaki Salentino Yarımadasında (Lizzano, Maruggio, Avetrana) belirli bir bölge için kullanılan bir lehçedeki taş kemerlerle desteklenen ya da cumba halindeki kuru duvar şeklinde örülmüş taş kubbeli kulübeyi tanımlayan truddu deyiminin İtalyanlaştırılmış şeklidir. Trullo (Trulli’nin çoğulu), Murgia sakinlerinin bir Trullo ya da birden fazla trulli’den oluşan bir yerleşimi tanımlamak için kullandıkları casedda’nın (casedde’nin çoğulu, İtalyanca casella, çoğulu caselle) yerini aldı (1).
Trulli yapımında uzman taş duvar ustasına İtalyanca Trullisto ya da Trullaro denmektedir. Yerel lehçede casedde yapımcısı duvar ustasına caseddaro (çoğulu caseddari) denir (2).
2. Coğrafi yayılım
Trulli’lerin büyük çoğunluğu, Murgia yüksek platosunun güney bölümüne denk gelen kısmındaki, Alberobello, Locorotondo, Cisternino ve Martina Franca yerleşimlerini içeren Valle Itria’da yer almaktadır. Bağları ve zeytin bahçelerinin sınırlarındaki ya da köy yollarının kenarlarındaki kuru taş duvarlarla (parietoni) bölünmüş bu ovada Trulli’ler, mezralarda tek tük dağılmış olduğu kadar, yerleşimlerde toplu olarak da ortaya çıkmaktadır (Murgia dei trulli ismi buradan gelmektedir) (3).
Trulli Murgia’sının dışında, trullo tarzı yapılar Salentine Yarımadasında, Bari çevresindeki ve kuzeyindeki kıyıya yakın ovalarda ve Gargano dağlarındaki Monte Sant’Angelo’da karşımıza çıkmaktadır. Bu dört bölge arasında kalan yerlerde trulli’lerin yokluğu yapımda kullanılan ve yörede losa (Fransızca Lauses) olarak adlandırılan taşların söz konusu bölgelerde bulunmamasına bağlıdır (4).
Yalnızca Murgia bölgesindeki trulli’lerde sürekli olarak ikamet ediliyordu. Diğer üç bölgedeki trulli’ler geçici ve mevsimlik olarak kullanılıyordu: tarlalarda gündüzleri barınak, hasat ya da bağ bozumu mevsiminde alet edevatın konulduğu kulübelerdi bunlar (5).
3. Jeolojik bağlam
Murgia, yağmur sularının yüzeyde kalmadığı ama Adriyatik Denizine kadar ulaşmak üzere toprak altından aktığı, kireçtaşı yapısındaki çatlaklardan yeraltına geçtiği karstik bir bölgedir. Gündelik yaşamda ihtiyaç duyulan su sarnıçlarda toplanıyordu (6).
Manzara, deniz seviyesinden yaklaşık 420 metre irtifadaki karstik tepelerle ve koyaklarla, vadilerle bölünmüştür (7).
4. Tarihsel gelişim
4.1 Dağınık yerleşim
4.1.1 Bir kırsal yapı olarak Trullo
Trullo tam anlamıyla bir kırsal yapı türüdür. Her ne kadar küçük taşlar kullanılarak inşa edilmiş olması ona alan eksikliği çekilen kentsel ortamlarda çok değerli olan bir şekle uyum özelliği ve esneklik sağlasa da, oldukça kalın duvarları ve katlı olmaya elverişsiz yapısıyla çok büyük alan kaplamakta ve bu nedenle yüksek yoğunluklu yerleşimlere uygun bir yapı türü değildir (8).
Trulli’ler kırsal kesimde tek başına ya da ikili, üçlü, dörtlü gruplar halinde ya da kimi zaman bir düzine ya da hatta iki düzine kubbeli büyük çiftlikler (masseria, çoğulu masserie) halinde inşa ediliyorlardı, ama hiçbir zaman tek bir köylü ailesini barındırmıyorlardı (9).
Trullo içerisinde, uzantılar ya da girintilerle genişletilmiş, değişik boyutlardaki parçalar basit ya da karmaşık ihtiyaçları karşılamak için çeşitli şekillerde uç uca bağlanabiliyordu. Yapımında kullanılan malzeme bölgede kolayca bulunduğu için Trulli’ler çok harcama yapılmadan inşa edilebiliyordu. Ama bazı zorluklar da söz konusuydu: taşıyıcı duvarların çok yer kaplaması, yerden tasarruf etmek için kat ya da katlar inşa etmenin imkansızlığı, her alanın ustalık ve sabırla saatlerce emek gerektiren bir koniyle kaplama zorunluluğu (10).
XX. yüzyılda el işçiliği bedelleri yükselince kırsal kesimde ucuz araziler üzerinde trulli’ler yapılmamaya başlanır. Tek bir konut için gerekli yüzlerce ton taşın nakil bedeli bile kendi başına kısıtlayıcı bir neden olmaya başlamıştır (11).
4.1.2 Locorotondo: bağcı trulli’si
Bari kırsalındaki Locorotondo civarlarında, önceki yüzyılın sonunda da var olan dağınık trulli yerleşimleri XIX. yüzyılda halkın kentten kıra doğru göçle birlikte daha da gelişti. XIX. yüzyılın ortasında, ilçedeki halkın üçte ikisi kırsal kesimde yaşıyordu (12).
Yöre sakinlerini mülkiyetlerindeki işlenmeyen topraklar üzerinde yerleşmeye zorlamak için büyük toprak sahipleri, gelirlerini arttırmak kaygısıyla topraklarını parsellere bölmüş ve buraları bağ yetiştirmeleri koşuluyla uzun süreliğine kiralamışlardır.
Dolayısıyla XIX. yüzyılın ilk çeyreğinde köylüler çevredeki kırsal alanlara yerleşmiş ve buralarda bağ evleri (abituri) inşa etmişlerdir. Ortak bir belde çevresinde (jazzile) özellikle Trulli tarzı yapılarla mezralar (jazzelere) bunlar da yüzyılın ortalarına doğru küçük köylere dönüşmüştür (14).
XIX. yüzyılın ikinci yarısında, tarlaların uzun süreli işletmeci kiracılarla bağlara dönüştürülmesi süreci daha da gelişir ve 1871’de belde topraklarının dörtte biri bağlarla kaplanır (15).
1880’li yıllardan itibaren, Filoksera krizi nedeniyle ulusal ve uluslararası pazarda şarap talebinin artması ve hububat fiyatlarının aniden düşmesi nedeniyle, Locorotondo’da yaşanan sürecin Murgia’daki diğer beldelere ve daha az oranda Cisternino’da yayıldığına tanık olunur. Bağcılığın yayılması trulli’lerin yaratılmasına ve genel olarak kırsal nüfusun artmasına neden olur (16).
1905 yılında bağ arazileri, Locorotondo’da1929 öncesi kadastrosunda tarım arazisi olarak geçen toprakların % 46,67’sine karşılık gelmektedir. 1929 yılında bağcılık tarım ve orman alanlarının toplamının yarısından biraz fazlasını kapsamaktadır (17).
İtria Vadisindeki bağbozumu dönemlerinde kullanılan ve şarap yapımı için özel inşa edilmiş bir trulli. Giriş bir yüklükle ocaklı mutfak (cucina a terra) açılmaktadır. Oturma odası, üzümün boşaltıldığı bir hazne içeren presle bağlantılıdır. Presten çıkan üzüm suyu kayaya oyulmuş silindir biçimli iki kuyuya akmaktadır. Teras toprağının altındaki bir sarnıç çatılardan akan yağmur sularını biriktirmektedir. İncir ve domateslerin kurutulduğu çatı bağlantılarına iki merdiven çıkmaktadır.
4.2 Grup halinde yerleşim
4.2.1 Alberobello: otlatma yasaklı ormandan yerleşime
XIV. yüzyıl ortası ila XVI. yüzyılın sonuna ilişkin incelenen tüm belgelerde Alberobello bölgesi özellikle selva (yani orman) ve bazı durumlarda hayvan otlatma yasaklı bölge olarak anılmaktadır. XVII. Yüzyıl öncesine ilişkin yerleşim varlığına ilişkin herhangi bir kanıt bulunmamaktadır (18).
XIX. yüzyılda Puglia bölgesine seyahat eden Emile Bertaux, 1899’da « trulli’lerden oluşan yerleşimlere sıkça rastlandığını » yazmaktadır. Alberobello’nun « bundan üç yüzyıl önce yarısı makilik yarısı meşe ormanından oluşan geniş bir selva olduğunu » belirtmektedir. Bugün yerleşimin bulunduğu yerde XVII. Yüzyılın başlarında sadece orman içerisinde bir şapel yer almaktaydı (19).
1704 yılında Donato Gallerano tarafından hazırlanan « Mottola bölgesi haritası » söz konusu topraklar üzerindeki farklı beşeri kullanım yöntemlerini açıkça göstermektedir: Bir yanda Güneydoğu Murgia’nın manzarasını oluşturan küçük tepeler üzerinde kurulu olan Putignano ya da Noci gibi yerleşimler, diğer yanda bir büyük ormanın içerisinde yer alan ve Albore bello (yani İtalyanca ağaç anlamına gelen Albero’nun eski ve edebi bir biçimi olan Arbore’den « güzel ağaç ») küçük yerleşimini oluşturan bir trulli grubu. Bu haritadan önce bölgeye ilişkin harita kaynaklarında Alberobello meskun bir yerleşim olarak değil ama mevkii adı olarak anılmaktadır (20).
1808 yılında Giovanni Antonio Rizzi Zannoni tarafından çizilen bir coğrafi haritada Alberobello selva’sı ve bugün oturulan yerleşim merkezine karşılık gelen orman içerisinde bir açıklıktaki dağınık evlerden oluşan bir yerleşim çok belirgin bir şekilde yer almaktadır (21).
Bugün ayakta olan trulli evleri XVIII., XIX. ve XX. Yüzyıllardan kalmadır. XX. Yüzyılın ilk on yıllarında önemli bir yoğunluğa tanık olduktan sonra (24) bu yerleşim XX. Yüzyılın ikinci yarısında büyük oranda terk edilmiştir.
4.2.2 Yöre alimlerinin yorumları
XX. yüzyılın ilk yarısında yaşayan bazı alimlere göre, Conversano Kontu Aragon’lu II. Giangirolamo Acquaviva 1635 yılında sözü edilen bu şapelin yanına bir senyör villası inşa ettirir ve yapının çevresinde zamanla trulli evleri yoğunlaşmaya başlar. Kralın izni olmadan Napoli Krallığı Sarayından bağımsız bir beylik kurmak isteyen Kont, bir grup yerleşimciye toprağı işleme hakkı (serbest bölgede) ve ihtiyaç halinde kolayca yıkılıp yeniden yapılabilmeleri için kireçli harç kullanılmadan yapılmaları kaydıyla meskenler inşa etme izni verir. Trulli’ler « yasal » yapılar olarak kabul edilmemekteydi ve buralarda oturan köylüler tımar sahiplerine özerk haklardan yararlanmalarını ve arazinin daha geniş bir şekilde işgal etmelerini sağlayacak şekilde komşu Noci Köyünde oturuyor görünüyorlardı (25).
Yine aynı alimlerin anlattıklarına göre selva (Fransızca « selve » ya da « sylve »), 1779’da kulluktan (vassallıktan) kurtulur ve yalnızca trullo şeklinde evler inşa etme zorunluluğuna karşı çıkar. Kontun villası dışında, yerleşim içerisinde trulli tarzı inşaat tekniğinin kullanılmadığı harçla yapılan ilk ev, Plebisit meydanında (Plazza Plebiscito) yer alan, ev sahibi muhtar Francesco d’Amore’nin adıyla anılan Casa d’Amore’dir. Kovanlı cepheli beşik tonozlu üzerinde yassı taştan çatı bulunan katlı bir ev söz konusudur. Evdeki kitabe inşa tarihini 1797 olarak belirtmektedir (26).
Ancak yukarıdaki açıklamalar Bari Mühendislik Fakültesi Mimarlık Profesörü Luigi Mongiello’nun yaptığı bir tespitle çelişmektedir. Mongiello, XX. Yüzyılın başında yani II. Giangirolamo Acquaviva’nın ortaya çıkması ve Burbon’lu IV. Ferdinand’ın kararnamesinden çok daha önce inşa edilen trulli’lerin taş ya da yassı taşların hiç harç kullanılmadan (iç yüzeylerin oldukça iyi sıvanmış olmasına karşın) yapılmadığına dikkat çekmektedir. Bu da trulli yapılarında harç olmamasının « teftiş halinde hemen yıkılmaya olanak vermesi » açıklaması yerine yerel inşaat ustalarının çok eski geleneğinden gelen bir alışkanlık olduğunu kabul etmemiz gerektiğini göstermektedir (27).
4.3 Tarihleme
Bari Mühendislik Fakültesi Çizim, figürasyon ve rölöve Enstitüsü tarafından İtalya’nın Puglia bölgesinde harçsız taş yapılara ilişkin olarak gerçekleştirilen bir sayımda, en eskisi 1559 (kesin olmamakla birlikte) ve en yenisi 1956 yılına ait olan yaklaşık 63 tarih levhası tespit edilmiştir. Liste Enrico Degano tarafından 1990 yılında yayınlanmıştır (28).
Bu listenin incelenmesi birçok çıkarımda bulunmamızı sağlamaktadır:
- her şeyden önce, tarihleme taşıyan yapıların sayısı sayımı yapılan yapıların ancak % 0,07’sine karşılık gelmektedir, ki bu çok düşük bir yüzdedir. Belki de bu durum yapıların mütevazı içeriği ve bunları inşa edenlerin okuma yazma bilmemesiyle açıklanabilir.
- tespit edilen tarihlerin çoğunluğu, tarımsal faaliyetlerin ve özellikle de bağcılığın yeniden canlandığı XIX. yüzyılın ikinci yarısına aittir.
- son olarak söz konusu inşaat geleneği, 1658, 1672 ve 1702 tarihli levhaların ortaya koyduğu gibi XVII. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmaktadır (ihtiyatla yaklaşmamız gereken 1559 tarihli yazıtı hesaba katmazsak).
5. Tanım
5.1 Malzemeler ve kullanım yöntemi
Bölgelerine göre kullanılan inşaat malzemesi kompakt kireçtaşı ya da beyaz tüf olabilmektedir.
Alberobello gibi kompakt kireçtaşının bulunduğu bölgelerde inşaat ustaları yüzeye yakın büyük taşlar ya da kaplamada kullanılabilecek yassı taşlar veren ince taş yatakları (chaincharelle ya da yerel lehçede chiancaredde) buluyorlardı (29). Bu sert kireçtaşı çeşitleri yapı katmanlarını daha geniş gösteriyordu.
Bu kurak bölgede vazgeçilmez olan bir sarnıcın (cisterna) önceden kazılmasıyla yapım için gerekli olan bir miktar taş elde ediliyordu.
Bu malzemeler, beşik tonozda ya da sarnıcın üzerinde inşa edilen kubbede kullanılan kireçli harçla birleştirilen kilit taşları ve bazı nadir durumlarda evin zemini hariç genel olarak seco tarzı (yani harçsız) kullanılmaktaydı (30).
5.2 Duvarlar
Duvarlar, varsa nebati toprağın alınmasından sonra görünen kayalık katman üzerinde doğrudan örülmektedir. Taşıyıcı duvarların kalınlığı ince olanlar için 0,80 m’den Trullo Sovrano’lar için 2,70 m’ye kadar değişmektedir (31).
Yükseklikleri (kubbenin başladığı yüksekliğe kadar) 1,60 m ila 2 m arasında değişmektedir. Kalınlıkları en üst noktada dış yüzeyde % 3 ila 5 arasında azalmaktadır.
5.3 Planlar
Öncelikle çoğu zaman sürü hayvanları, saman ya da bizzat köylünün kendisi için geçici barınak işlevi gören dairesel planlı yapılar olan yalın Trullo’lar göze çarpar.
Ya tek başına ya da sıralı olarak dizilmiş ya da kümeleşerek bir bütün içerisinde üç, dört ya da beş trulli’nin oluşturduğu bir topluluk içerisinde olabilen kare planlı trulli vardır. Her bir trulli farklı bir odaya karşılık gelir: mutfak, oda, ahır, aletlerin ya da gıdaların konulduğu oda, fırın, sarnıç (32). Küme şeklindeki yapılaşmalarda kubbeli tek bir odaya zamanla daha karmaşık bir yapı oluşturmak üzere başka kubbeli odalar eklemlenmiştir.
Alberobello yerleşiminde genellikle bir ya da en çok iki trulli’nin birlikte kullanıldığı görülmektedir çünkü noter belgelerinde ikiden fazla kubbeye sahip caselle’lerin yapımından söz edildiğine rastlanmamıştır: una casella consistente a due coupole, un trullo a due coupolei un casa a due coupole (33).
Alberobello yakınlarındaki bir zeytinlikle kare planlı kır casedda’ları da vardır. Bunlar baca işlevi gören bir yüklüğü olan tek odalıdır.
5.4 Çatılar
Trulli’lerin özgünlüğü çatılarının koni biçiminde olmasındadır. Dışarıda bu koniler chiancarelle adı verilen eşmerkezli olarak yerleştirilmiş ve yağmur sularının içeriye girmesini önlemek için hafifçe dışa doğru eğim verilmiş yassı taşlardan oluşmaktadır (34). Görünen, açıkta kalan kısımları kubbelerin az eğimli bölümlerinde daha belirgindir.
Yassı taşlar, chianche adı verilen kesme taştan, ya bindirme kemerli ya sadece son bir döşeme (kilit etkisi olmayan) ile kaplı olan ya da zirvede serraglia (kilit taşı) adı verilen bir taşla kilitlenen kubbe sırtına yerleştirilmiştir. Kubbenin doğduğu yerde, inşaat sırasında iç iskeleyi taşıma işlevi gören ahşap dikmeler yer alır. İnşaat tamamlandıktan sonra alet-edevat, tabak-çanak asmak için kullanılan bu dikmeler ahşap merdivenle çıkılabilen ve bir zamanlar tohum, kuru gıda, un depolamak ve uyku ya da istirahat alanı olarak da kullanılabilen tavan arası (solaio) işlevli bir döşemenin (tavolato) taşıyıcı destekleri olarak da kullanılabilmektedir (35). Bu döşemenin bir başka işlevi ateş yakıldığında ısının koniye yükselip kaybolmasını önlemektir (36).
Yakın zamanlardaki örnekleri hariç çatı konilerinin ana çizgisi doğrusal değil ama eğriseldir. Ana odayla bağlantılı olan yüklük(ler), ocak odası (camino di fuoco), giriş kapısı sundurması gibi uzantıların üzerini örtmek için daha da öteye uzanmadığı durumlarda, yapının köşelerini de kaplayacak şekilde tabana doğru genişlemektedir.
5.5 Çatı kulecikleri
Çatının tepesinde bir kireçtaşı ya da süngertaşı bir taş yer almaktadır (pinnacolo). Çeşitli şekillerde (disk, küre, koni, kurna, çokyüzlü ya da bunları birleşimi) olabilen bu oyma taşlar, sadece armayla ilgili simgeler değil ama aynı zamanda bu yapıları inşa eden taş oyma ustalarının imzasıdır da (37).
Çatı kuleciklerinin az ya da çok işçilik içermesinin süslediği ev sakinlerinin ekonomik durumu ya da sosyal konumu hakkında bilgi verdiği de söylenmektedir (çatı kuleciği ne kadar çok özenle yapılmış ise o kadar pahallıya mal olmaktadır). Aynı zamanda çatı kuleciklerinin karmaşık niteliği ile rakiplerini aşmak için çaba harcayan, çatıları inşa edenlerin arasında bir rekabetten de söz edilmektedir. Bu açıklamalar dışında çatı kuleciğinin koni üzerinde bir ağırlık etkisinin olduğu ve böylece kulenin ucunda son yerleştirilmiş taşların daha sağlam oturmasına hizmet ettiğini de eklememiz gerekir.
Bazı koniler bir kapakçık üzerine oturtulan dairesel bir döşeme ile sonlanmaktadır. Chiancarelle’lere yerleştirilen bir dış merdiven buraya ulaşılmasını sağlamaktadır: bunlar saman saklamaya yönelik trulli’lerdir (38).
5.6 Açıtlar
Zorunlu giriş kapıları dışında açıtlar ender görülmektedir. Giriş kapısı çoğunlukla merkezdeki koniye bağlanan yassı taştan bir beşik çatıyla örtülü bir alınlığa sahiptir. Bu beşik çatı, giriş öncesinde az ya da çok derin olan bir dış açıklığın olup olmamasına göre belirginleşir. Kapının iki yanında kimi zaman taş kapı önü sekisi yer alabilmektedir.
Dış cepheye açılan küçük bir pencere içeriye günışığı ve havalandırma sağlamaya yetmez. Dolayısıyla da trulli’lerin iç mekanı çok karanlık olabilmektedir (39). Koni üzerinde bırakılan bir küçük pencere merkez döşemenin üstündeki hacimleri cimrice aydınlatmakta ve havalandırmaktadır.
Duvar içerisinde bırakılan oyuk ve küçük aralıklar dışında, iç duvarlara uygulanan kil sıva duvarın nefes almasını sağlamaktadır (harç ya da çimento sıva kullanıldığında bu söz konusu olmaz).
5.7 İç düzen
Yağmur suyu her bir trullo’da bulunan konik çatıdan özenle toplanır ve evin ya da avlunun altına kazılan bir sarnıca aktarılıldı (40).
Mesken olarak kullanılan trulli ya da caselle’ler, bacası kubbeyi delen (41) ve beşik şeklinde konulmuş iki mekanik kiremitle ya da ahşap bilyalar üzerine konulmuş kare biçimli bir kapakla örtülü duvar bacalı (comignolo) ocak biçimli bir şömineye sahiptir. Kimi zaman baca rüzgarın yönüne doğru kapatılan ya da açılan bir ahşap kapakla kaplıdır (comignolo con tavoleta in bilico).
Tasarımından dolayı trullo’ları ısıtmak çok zordur: duvarlar çok kalındır ve ısınan hava konilere yükselmektedir.
Isıtma için bir başka çözüm de korlarının odayı ısıttığı, bazı giysilerin kurutulması için üzerine bir ahşap çerçevenin konulduğu bir mangal olabiliyordu (Alberobello’daki Museo del Territorio’da buna ilişkin bir örnek yer almaktadır).
Yaz aylarında duvarların kalın ve kubbelerin yüksek oluşu sayesinde çok sıcak dönemlerde bile iç mekanlar gündüzleri serindir. Akşamları ise dış ortamdaki sıcaklığın düşmesiyle gün boyunca güneş altında ısınan taş biriktirdiği ısıyı iletmektedir ve havalandırmanın olmaması nedeniyle yapıların içerisi çok sıcak kalabilmektedir.
Buna karşın bazı aylarda (Nisan ve Ekim) gündüzleri çok sıcak olsa da geceleri içerisi de çok soğuk olabilmektedir. Kışın duvarlar soğuk kalmakta ve insanların solunumlarında ve mutfaktaki faaliyetlerden kaynaklanan rutubet içeride yoğunlaşmakta ve ateşin önünde dahi ısınmak çok zor olmaktadır. Dolayısıyla da ev sakinleri rutubetin dışarıya çıkması için gün boyu kapıyı açık bırakmakta ve içeriden daha çok dışarıda zaman geçirmekteydiler (42).
1950 ve 1960’lı yıllara ait kartpostal ve fotoğrafların ortaya koyduğu gibi Alberobello’da, çamaşır yıkama, çamaşır kurutma, dikiş, örgü, bezelye ayıklama ve bunun gibi bazı ev işleri dışarıda ve hatta sokak ortasında yapılmaktaydı.
Çok sayıdaki iç düzenlemeler arasında baca dışında, özel, dini ya da süs eşyaların konulduğu taş nişler ve etajerler, çocuk yatağı olarak kullanılan perdeyle örtülü, kalın duvarlar içerisinde açılmış beşik tonozlu yüklükler de yer almaktadır. Zemin döşeme ile kaplıdır.
Odanın ve kubbenin iç yüzeyleri ve çoğunlukla da dış duvar bir yandan havanın kuru duvarla temasını kesmek, diğer yandan ise kapı açıldığında karanlık iç mekanlara daha da çok ışık girebilmesi için harçla sıvanmakta (43) ve kireçle beyaza boyanmaktadır (44).
Kimi trulli’lerde incir, domates ve fasulyelerin kurutulmak için serildiği çatı başlangıçlarına çıkmak için bir taş merdiven bulunurdu (olmadığında ahşap merdivenden yararlanılırdı).
Eskiden ahır olarak kullanılan trulli’lerde hayvanlara yönelik yem çukurları görülebilmektedir (45).
5.8 Cephe ve kalkanlar
5.8.1 Cephe yükseltmeleri
Bazı kentsel trulli’lerde cephe duvarı kimi zaman çatı konilerinin oturduğu tabanları gizleyecek ve klasik bir ev izlenimi verecek şekilde yükseltilmiş ve tesfiye edilmiştir.
5.8.2 Bir cephe duvarının eklemesi
Martina Franca, Locorotondo ve Cisternino’da çok kubbeli kimi trulli’lerin cephesinde çatıların tabını örten çok kalın ve eğimli ek bir duvar da bulunmaktadır. Bu duvarların kalınlıkları 1 ila 1,5 m, yükseklikleri ise 3 ila 5 m arasında değişmektedir. Duvar ile koniler arasındaki dar terasa ulaşmak için kimi zaman duvar içerisinde yanlamasına bir merdiven bulunur. Bazı durumlarda kalkanlar ve çıkıntının arka tarafının aynı uygulamaya tabi tutulduğu görülmektedir. Bu duvar cepheleri yapılırken, pencere boşlukları açılmış ve giriş kapısı genişletilmiş ve böylece kubbelerin sağlamlığı zayıflatılmıştır. Cephe duvarı bu durumlarda payanda ayağı görevi üstlenmektedir (46).
Göz aldatımı şeklindeki bu cepheler polikrom boyalı panolarla birlikte kullanılabilmektedir (47).
5.9 Çizili simgeler
Bazı yapıların (ahır ya da saman saklamak için kullanılan trulli’ler hariç) kubbelerinde kireçle boyanmış Hıristiyanlığa ait simgeler bulunmaktadır. Alberobello’daki Trullo Sovrano’nun merkez konisine XX. Yüzyılın ilk yarısına ait bir dinsel simgenin yer aldığı görülmektedir (48).
Monte Pertica sokağındaki trulli’lerin XX. ve XX. yüzyıllarda çatılarının elden geçirilmesi sırasında haç, delik kalp, haleli ayin ekmeği, ahşap haç, Kutsal Ruhu simgeleyen haleli güvercin, haçlı ay gibi simgeler eklenmiştir (49).
Rione Monti’nin yukarısındaki Hotel dei trulli’nin trullo tarzı bungalovlarında gördüğümüz, gelenekten daha çok modern boya ustalarının icadının meyvesi olan yedi kollu şamdan, Tanrıya doğru yükselen dua, üç dişli yaba, bölge bazilikasının ithaf edildiği iki aziz olan Santa Cosma ve Santo Damiano’nun baş harflerini taşıyan dörde bölünmüş haçla süslü kabartma resim, haç süslü ve ucu aşağıya eğik okla delinmiş kalp (Yedi Acı Notre-Dame olarak da anılan Santa Maria Addolorata’yı simgelediği düşünülen) gibi dini simgeler otelin inşa edildiği 1950’li yılların sonlarına aittir (50).
5.10 Kireç boya ve sıvalar
XIX. yüzyılın sonlarına ait Alberobello yerleşimi fotoğraflarında koniler ve üstünde yer alan çatı kuleciklerindeki beyaz kireç boya hariç sadece gri renkli kubbeler görülmektedir. Dolayısıyla da kireçle boyama geleneğinin ancak XX. yüzyılda yaygınlaştığı anlaşılmaktadır.
1950-1960 yıllarına ait kartpostallarda kimi zaman kısmen ya da tümüyle kireçle boyanmış, hatta kireçli harçla sıvanmış ve üzeri kireçle boyanmış kubbelere rastlanmaktadır (51).
Havanın taşların arasından geçmesini önlemek için iç yüzeylerin kireçli harçla sıvanması yaygın bir uygulamaydı. Çoğunlukla temizlik ve her zaman açık bırakılan kapıdan ya da çok küçük pencerelerden iç mekana giren ışığın etkisini olabildiğince arttırmak için sıvanın üzeri kireçle boyanmaktaydı. Sadece ahır ya da samanlık olarak kullanılan trulli’lerde bu yöntem uygulanmazdı (52).
Yontma taş duvarlara sahip birkaç trulli dışında Alberobello ve çevresindeki kırsal alanda dış duvarların kireçle boyanması yaygın bir uygulamaydı (53).
5.11 Yassı taştan beşik çatılar
Trulli’lerin konik kubbeleri dışında, bir beşik tonozun üzerini örten cummerse (cummersa’nın çoğulu) adı verilen bazı yassı taştan beşik çatılara (volta a botte) da rastlanmaktaydı. Ancak dörtgen bir planın üzerine oturtabilen bu tür çatılara (tetto a cummersa) özellikle kalkanlı cephelere meskenlerde rastlanmaktadır. Bu tip yapılar özellikle Locorotondo yerleşiminde çok yaygındırlar. Bunlara ilişkin bazı örnekler aynı zamanda Alberobello’da da bulunmaktadır.
6. İtria Vadisinde trulli’lerin bulunduğu beldeler
Trulli’ler İtria Vadisindeki Alberobello, Locorotondo, Martina Franca, Cisternino, Fasano ve Ceglie Messapico beldelerinde bulunmaktadır.
6.1 Alberobello
Puglia Bölgesinde trulli’lerin en yoğun olduğu bölge olması nedeniyle Alberobello bu tür meskenler açısında turizmin « başkenti » (Capitale dei Trulli) olarak nitelenmektedir. 6 dönüm üzerinde inşa edilmiş 1030 trulli’siyle Rioni Monte (54) ve 590 trulli’nin yer aldığı Rione Aia Piccola (55) adlı iki mahallesi 1930 yılında « Ulusal Anıt » ilan edilmiştir. Yerleşim 1996 yılında UNESCO’nun Dünya Mirası listesine dahil edilmiştir. Rione Monti iki trulli mahallesinin en eskisidir (56).
Buradaki en büyük yapılar bütünü, adını yöre alimlerinden biri olan Guiseppe Notarnicola’dan (57) alan ve yörede özgün olarak Corte Papa Cataldo (58) olarak da bilinen aynı zamanda Trullo Regio (« Kraliyet trullo’su ») olarak adlandırılan Trullo Sovrano’dur (« Yüce trullo»). Yapı, trulli’li yapıların yoğun olarak bulunduğu bölgede Santi Cosma e Damiano kilisesinin yanı başında yer almaktadır. Bu yapı kompleksinde en az on iki koni vardır ve duvar içerisine gömülmüş bir taş merdivenle birbirine bağlanmış iki seviyesi bulunmaktadır. Notarnicola’ya göre Rahip Cataldo Perta’nın evi olarak inşa edilmiştir (Rahibin adına 15 Nisan 1797 tarihli bir noter belgesinde rastlanmaktadır). Söz konusu yapılar bütünü 9 Eylül 1923 tarihinde ulusal anıt olarak ilan edilmiştir.
Trulli siamesi (« Siyam ikizi trulli’leri») de Rione Monti’de yer almaktadır. İki konisi yassı taşlardan yapılmış bir köprüyle (lastre di raccordo) birbirine bağlanmış ikiz bir yapı söz konusudur. Yapının biri Monte Nero sokağına, diğeri ise Monte Pasubio sokağına açılan iki girişi vardır. Bir bacası olmakla birlikte penceresi yoktur.
XXVII. Maggio Meydano, Mario Pagano Meydanı ve Larmamora sokağı arasında yer alan, eski sahibinin adıyla Casa Pezzola olarak da bilinen Bölge Müzesi (Museo del Territorio), en eskisi XVIII. yüzyıldan kalma birçok trulli’den oluşmaktadır. Müzede kırsal tarım ve bina yapımında kullanılan alet ve gereçler, döneme ait eski mobilyalarla düzenlenmiş iki oda ve trulli çatılarından indirilmiş çatı kulecikleri sergilenmektedir.
Son trulli ustalarından biri tarafından Trullo tarzında inşa edilmiş çatılarıyla Saint Antoine Kilisesi (Chiesa di Sant’Antonio) 1926 yılından kalmadır. Güneyde Rione Monti mahallesinin bulunduğu tepeye hakimdir.
6.2 Ceglie Messapico
6.3 Cisternino
6.4 Fasano
6.5 Locorotondo
Locorotondo’nun yer aldığı küçük tepenin yokuşu üzerinde çok sayıda trulli bir araya gelerek bir mahalle oluşturmaktadır (59).
Locorotondo bölgesinde contrade’lerde (kent çevrelerinde yer alan kırsal yerleşimler, mezralar) dağılmış çok sayıda trulli bulunmaktadır (60). Bu dağınık mezra türü yerleşimin varlığı, çok sayıda Locorotondo sakininin XVIII. yüzyıldan itibaren çevredeki kırsal alana bağcılıkla uğraşmak üzere yerleştiğine dair bir kanıt oluşturmaktadır (61).
6.6 Martina Franca
Martina Franca’nın güneyindeki bölgede bağcılık ve şarap yapımı için inşa edilmiş ve özellikle bağbozumu sırasında kullanılan trulli’ler yer almaktadır.
7. Efsane ve masallar
Trulli’lere ilişkin bir kısım turistik ve emlakçılara ilişkin yazılarda yanlış bilinen gerçeklerle karşılaşmak mümkündür.
Duvarların kalın olması nedeniyle, trullo’ların içi yazın serin, kışın sıcaktır. Yukarıda da anlattığımız gibi yazın gündüzleri mekanların için serin kalabilse de, buna karşın akşamları güneşin altında gün boyu ısınan taşlar, dışarıdaki ısı içeridekinden daha az olmaya başlar başlamaz biriktirdikleri ısıyı geri verdikleri için havalandırmanın olmaması nedeniyle içerisi bunaltıcı olmaktadır; kışın soğuk kalan duvarlar, insanların nefesi ve mutfak etkinlikleri sonucu oluşan nemi toplamaktadır ve oluşan rutubeti önlemek ve içerisini kurutmak için kapı açık bırakılmak zorunda kalınmaktadır.
Trulli’ler depreme dayanıklıdır.
Geçmişte oluşan depremlerin trulli’lerde yarattığı hasarları aktaran belgelere sahip olmadığımız için bu savı doğrulamak mümkün değildir. Buna karşın XIX. yüzyıl sonu ve XX. yüzyıl başlarında yaşanan birçok depremden etkilenen bazı kır evlerinin bugüne kadar nasıl ayakta kaldıklarına ilişkin bazı tespitlere sahibiz. 11 Haziran 1909 tarihinde ana merkezi Rognes (Bouches-du-Rhône) yakınlarındaki eski Beaulieu Yanardağı olan 6 şiddetindeki deprem « bazı harçsız taş yapıların kubbelerinde çökmeler ve yıkıntılara » neden olmuştur (62). Aynı şekilde bugün Vaucluse’deki Gordes bölgesinde « taş ev köyü » olarak adlandırılan yerleşimi oluşturan büyük kulübeler 1909’daki aynı depremde ve aynı zamanda söz konusu köyün büyük bir bölümünün yerle bir olmasına yol açan 1886 depreminde büyük hasar görmüştür (63).
XVII. yüzyıl öncesinden kalma en eski trulli’ler, temelden zirveye kadar koni biçiminde olanlar. Bunlardan sonra silindir biçimindeki bir tabanda yükselen konili yapılar inşa edilmiştir.
Burada da bu özel yapı gerçekte var olmadığı için bir masal söz konusudur. Duvarların eğik olması açıtların bırakılmasına ve kapı çerçevesinin yerleştirilmesine olanak vermemektedir.
Yine tarihi bir efsane de Napoli Kralının yöreyi teftiş ettirmesi halinde Conversano Kontunun kanunlara aykırı olarak inşa edilmiş trulli’leri çatı kuleciği çevresine bağlanmış bir ipi atla çekerek tüm yapıyı yıktırdığı şeklindedir.
Çatı kuleciği bir kubbe kilit taşı işlevi değil ama çatıyı süsleyen ve döşeme üzerine oturtulan basit bir ağırlık olduğu için burada da bir efsane söz konusudur. Çatı kuleciği kaldırıldığında kubbe ve yassı taş örtüsü tek santim dahi kımıldamaz. Öte yandan böylesi bir uygulamayı doğrulayan tek bir resmi belgeye sahip değiliz.
8. Bugünkü gelişmeler
8.1 Trulli ve turizm
Son on yıl içerisinde İtria Vadisinde yer alan trulli tarzında inşa edilmiş çok sayıdaki çiftlik ya da meskenin restore edildiği ve yazlık konut ya da pansiyona dönüştürüldüğüne tanık olunmaktadır. Bundan on yıl önce bir trullo’nun çatısının yeniden inşası için 3 milyon liret (yaklaşık 1 500 Euro) yeterli iken 2009 yılında aynı iş için 15 000 Euro ödemek gereklidir (64).
Alberobello’da ya taşınamayacak kadar yoksul oldukları ya da pansiyonculuk yaptıkları ve turistleri ağırladıkları için hala eski tür trulli’lerde yaşayan yöre insanları bulunmaktadır (65).
Tepe Mahallesi bundan on yıl öncesine kadar terk edilmişti. Guido Antonietta adında bir yerel girişimci birkaç düzine trulli satın alarak bunların içine modern yaşamın konforunu taşıdı ve yapıyı yerleşimdeki bir otel odasının fiyatının altında kiralamaya başladı. Trulli’lerin konilerin üzerine uğur getiren simgeler resmetmeyi de unutmadı (66).
Rione Monti artık turizme adanmış durumdadır: Buradaki birçok trulli’de çoğunlukla zevksiz hediyelik eşya ve el sanatları ürünleri (dokuma, nakış, çömlek, deri v.s.) satılan dükkanlar yer almaktadır (67).
8.2 Trulli’ler ve restorasyon
İtria Vadisindeki trulli’lerin çatılarının kubbelerin restorasyonunda kullanılan yöresel yassı taşlar artık mekanik testere ile bloklar çıkarılması yoluyla elde edilmektedir ki bu alt ve üst yüzeylerin tamamen düz ve pürüzsüz olmasına yol açmaktadır. Gözle görülen yüzey, bir taştan diğerine aynı açı korunarak elle pah verilerek tıraşlanmaktadır. Bu « mekanik » taşlar dışarıya doğru hafif bir eğimle ve eskiden olduğu gibi ama yatay olarak biraz göbek yapacak ve tamamen doğrusal şekilde yerleştirilmektedir (68). Restorasyon gördükçe trulli’lerin kubbeleri kendilerine özgü hafif eğik çizgilerini kaybetmekte ve bakıldıklarında tamamen geometrik rahatsız edici kusursuz bir doğrusallık sunmaktadırlar. Tabi bu durum turistler tarafından çok da önemsenmiyor görünmektedir.
Bibliografya
* François Lenormant, Les truddwi et les specchie de la Terre d'Otrante, in Revue d'ethnographie, t. V, 1882, p. 22
* Emile Bertaux, Etude d'un type d'habitation primitive : trulli, caselle e specchie des Pouilles, in Annales de géographie, t. VIII, No 39, 1899, pp. 207-230
* Giuseppe Notarnicola, I trulli di Alberobello dalla preistoria al presente, Unione Editoriale d'Italia, Roma, 1940.
* Edward Allen, Stone Shelters, The MIT, 1969, third printing 1974, 210 p.
* Christan Lassure, Bibliographie de l'architecture en pierre sèche de l'Italie, in L'architecture rurale, t. III, 1979, pp. 199-202
*Carla Speciale Giorgi, Paolo Speciale, La Cultura del Trullo - Antologia di scritti letterari e scientifici sui trulli, Schena Editore, 1989
* Angelo Ambrosi, L'architettura in pietra a secco: costruzione, progetto, tipologie (con riferimento alla Puglia), in Atti del I Seminario Internazionale Architettura in pietra a secco (Noci-Alberobello, 27-30 settembre 1987), Fasano, 1990, pp. 17-84
* Enrico Degano, La campagna dei rilievi dei manufatti in pietra a secco della Puglia, in Atti del I Seminario Internazionale Architettura in pietra a secco (Noci-Alberobello, 27-30 settembre 1987), Fasano, 1990, pp. 375-446
* Giuseppe Radicchio, Il villaggio dei trulli, in Atti del I Seminario Internazionale Architettura in pietra a secco (Noci-Alberobello, 27-30 settembre 1987), Fasano, 1990, pp. 495-509
* Carlo A. Zaccaria, La costruzione in pietra a secco nella masseria pugliese, in Atti del I Seminario Internazionale Architettura in pietra a secco (Noci-Alberobello, 27-30 settembre 1987), Fasano, 1990, pp. 511-531, 1992
* Domenico Tamborrino, Costruzioni in pietra a secco: I trulli della Murgia pugliese. Etimologi del Vocabolo e ipotesi sulle origine, in La pedra en sec. Obra, paisatge i patrimoni, IV congrès internacional de construccio de pedra en sec, Mallorca, del 28 al 30 de setembre de 1994, Consell Insular de Mallorca, FODESMA, Mallorca, 1997, pp. 177-192
* Angelo Ambrosi, Raffaele Panella, Giuseppe Radicchio, Storia e Destino dei Trulli di Alberobello - Prontuario per il restauro, Schena Editore, 1997
* Christian Lassure et Christiane Chabert, Étude comparée des mouvements de construction de cabanes en pierres sèches dans les Pouilles (Italie) et dans l'Uzège (Gard, France) d'après les millésimes gravés, in Pierre Sèche, La lettre du CERAV, bulletin de liaison No 9, septembre 1997
© CERAV
--
DİPNOTLAR
(1) Benito Spano, La Murgia dei trulli, chapitre VII de La casa rurale nella Puglia, 1970, sayfa 184, 2. Not.
(2) Christian Lassure ve Martine Seemann, Vocabulaire italien-français de l'architecture rurale en pierre sèche (réédition actualisée de l'article paru en 1979 dans la revue L'architecture rurale), pierreseche.com, 16 Kasım 2002.
(3) Desplanques Henri, Deux études sur la maison rurale dans le Mezzogiorno : C. Colamonico, O. Baldacci, A. Bissanti, L. Ranieri, B. Spano, La Casa rurale nella Puglia, et M. Cataudella, La Casa rurale nel Molise], in Annales de géographie, année 1972, vol. 81, n° 446, p. 473-475 : « La région des trulli, qui comprend plus de 200 000 habitants, s'étend sur environ 1000 km2 autour d'Alberobello et de Locorotondo. Elle correspond à un îlot d'habitat dispersé, bien que ce type de construction se retrouve aussi dans les agglomérations » (Alberobello ve Locorotondo çevresindeki 1 000 kilometre kareye yayılan 200 000 nüfuslu trulli’lerin bulunduğu bölge, her ne kadar bu tür yapılarla yerleşimlerde de karşılaşsak, dağınık bir yerleşim adacığına karşılık gelmektedir).
(4) Edward Allen, Stone Shelters, The MIT, 1969, third printing 1974, sayfa 29 ve 210.
(5) Edward Allen, op. cit., s. 29.
6) Anthony H. Galt, Far from the Church Bells: Settlement and Society in an Apulian Town, Cambridge University Press, Cambridge, 1991, xiii + sayfa 19 ve 276: « Winter rains drain through the soil into fissures in the strata of limestone bedrock, and flow through underground watercourses into the Adriatic. There is no permanent surface water, and water for living purposes must be trapped in catchment basins and cisterns ».
(7) Anthony H. Galt, op. cit., sayfa 19 : « The surface forms a landscape of rolling hills and ridges punctuated now and again with dolines and other forms of enclosed depressions characteristic of karsts ».
(8) Edward Allen, op. cit., sayfa 84 : « The trullo is a rural building type. With its immensely thick walls and its inability to form multi-story structures, it is extremely wasteful of ground space, and in this way is ill-suited to high-density settlement although being constructed of small stones it has a flexibility and adaptability of form which are extremely useful in tight urban situations ».
(9) Edward Allen, op. cit., sayfa 84 : « (...) trullo domes were built singly and in pairs, in groups of three or five, or sometimes in great farmyard clusters of a dozen or two dozen, but never for the occupancy of more than a single rural family ».
(10) Edward Allen, op. cit., sayfa 83 : « Trullo chambers of varying sizes, amplified as necessary with nooks and niches, could be strung together in many ways to satisfy the simplest or most complex of needs. Trulli were cheaply built from available material. But there were also aspects that were less than ideal: the vast ground coverage of the walls; the inability to economically build structures of more than a single story; the unvarying need to roof every space with a tall cone requiring hundreds of hours of remarkably skilled, patient work ».
(11) Edward Allen, op. cit., sayfa 84 : « The rural trulli, on cheaper land, ceased to be built when the cost of labor began to rise in the twentieth century. The sheer expense of handling the hundreds of tons of stone necessary for a single house became prohibitive ».
(12) Anthony H. Galt, op. cit., sayfa 140 : « The evidence shows, then, that by the beginning decades of the nineteenty century a peasant population was well established in Locorotondo’s countryside, and migration would continue, so that by mid-century fully two-thirds of the municipality’s population dwelled rurally».
(13) Anthony H. Galt, op. cit., sayfa 140 : « Emphyteutic leases were used by landowners seeking to increase their income from land that was marginally attractive for agriculture by encouraging the creation of vineyards ».
(14) Anthony H. Galt, op. cit., sayfa 125-126.
(15) Anthony H. Galt, op. cit., sayfa 152 : « Emphyteusis and transformation of property already under the control of small proprietors in the countryside of Locorotondo accounted for considerable expansion of surface area given to vineyards over the second half of the nineteenth century. (…) by 1871 about a quarter of Locorotondo’s surface area consisted of vineyards ».
(16) Anthony H. Galt, op. cit., sayfa 151 : « During the later nineteenth century, especially beginning in the 1880s, because of international demand for wine created by phylloxera and industrial develoment in the north, and stimulated by the sudden drop in cereal prices, patterns already well established in Locorotondo, spread to the other towns of the Murgia. The spread of viticulture stimulated the construction of trulli and an increase in rural population in the general area ».
(17) Anthony H. Galt, op. cit., sayfa 152 : « By 1905, according to data supplied to the Provicial Chambers of Commerce, vineyards in Locorotondo covered 2,125 hectares or 46.67 percent of the productive portion of the territory reported in the 1929 cadaster (…). By 1929 vineyards accounted for slightly over half of agricultural and forest surface area. Similar expansions occurred elsewhere on the Murgia dei Trulli ».
(18) Angelo Ambrosi, Raffaele Panella, Giuseppe Radicchio, a cura di Enrico Degano, Storia e Destino dei Trulli di Alberobello - Prontuario per il restauro, Schena Editore, 1997, sayfa 12 : « ci sembra opportuno osservare che nessuna testimonianza precedente al sec. XVI suggerisce la presenza nel luogo della 'silva de Arbore bello' di un insediaménto umano »
(19) Émile Bertaux, Étude d'un type d'habitation primitive, in Annales de géographie, yıl 1899, cilt 8, n° 39, sayfa 207-230.
(20) Angelo Ambrosi et al., op. cit., sayfa 12 : « C'è da precisare che le fonti cartografiche precedenti a questa data riportano Alberobello come località, ma non appare mai l'indicazione di un abitato ».
(21) Angelo Ambrosi et al., op. cit., sayfa 12 : « Nella carta geografica disegnata da Giovanni Antonio Rizzi Zannoni nel 1808, appare la "Selva" di Alberobello e, chiaramente situato in una radura, l'abitato di case sparse, ma con un dettaglio del "costruito" che ha molte somiglianze coll'attuale centro abitato ».
(22) Luigi Mongiello, Genesi di un fenomeno urbano, Quaderni dell'Istituto di disegno, Facoltà di Ingegneria - Università di Bari, 1978, sayfa 109, özellikle s 81 : « Il Bertacchi ha publicato nel 1897 una fotografia del rione "Monti" sulla quale è possibile effetuare alcune constatazioni. Le costruzioni a trullo, oggetto della ripresa fotografica, esistono ancora, immutate, ma non sono più contornate dagli spazi recintati e coltivati ad orto, inoltre, il nucleo abitato non presenta la saturazione attuale, anzi, si riesce a leggere il profilo della collina e l'andamento sinuoso di alcune antichi "tratturi" che lo percorrono. Risultano anche evidenti alcune fabbriche, se pure coperte con "chiancarelle", hanno i tetti con spioventi a due falde, ossia le prime insinuazioni spurie risalgono a cento anni ».
(23) C. Bertacchi, Una citta singolare: Alberobello, in Rassegna tecnica, cilt XIV, 1897, sayfa 199 ve 230: « Il distacco violento fra il vecchio ed il nuovo, quella stonatura di costruzioni recenti, quasi civettuole, atteggiate ad una eleganza assoluamente disadatta alla fisionomia naturale del paese, in mezzo alla gravità severa dei coni anneriti, mi ha fatto l'impressione di una offesa al senso storico, al senso estetico e persino, lasciatemelo dire, al senso morale ».
(24) XX. Yüzyıl başı ve ortalarına ait Alberobello sokaklarını gösteren fotoğraflar çevrimiçi makaleden görülebilir : Les trulli ou casedde d'Alberobello (province de Bari, Italie) à travers les cartes postales et photos anciennes : II - Photos de la première moitié du XXe siècle, sur le sitepierreseche.com, 5 Ocak 2011 tarihli görüntüleme.
(25) Giuseppe Notarnicola, I trulli di Alberobello dalla preistoria al presente, Unione Editoriale d'Italia, Roma, 1940, sayfa 43.
(26) Angelo Ambrosi, Raffaele Panella, Giuseppe Radicchio, op. cit., sayfa 30-31.
(27) Luigi Mongiello, op. cit., sayfa 48 : « L'osservazione in loco comporta una riflessione. Le fabbriche edificate agli inizi del 1900, cioè assai lontane ormai, come fatto temporale, dall'edito di Gian Girolamo di Acquaviva e dal decreto di Ferdinando IV di Borbone, risultano costruite con una sovrapposizione di filari di pietre e di "chiancarelle" senza alcuna traccia di malta, mentre i paramenti interni sono perfettamente intonacati. Tale procedura genera la convinzione che alla base della secolare tradizione degli artigiani locali è codificato il dogma che nella compilazione della struttura "trullo" non vi è esigenza dell'impiego di malta, pertanto, non puo ritenersi valida la tesi della "istantanea demolizione" in caso di ispezioni ».
(28) Enrico Degano, La campagna di rilievo dei manufatti in pietra a secco della Puglia, in Angelo Ambrosi et al., op. cit., sayfa 375-446, özellikle sayfa 401-404 (2.2.0. Caselle datate).
(29) Emile Bertaux, Étude d'un type d'habitation primitive, in Annales de géographie, yıl 1899, cilt 8, n° 39, sayfa 207-230, özellikle de sayfa 212 : « toute cette région est une vaste carrière de pierre calcaire fort compacte et nettement stratifiée ».
(30) Edward Allen, op. cit.,sayfa 80 : « If a cistern had been dug, it was capped with a lime-mortared barrel vault or dome which in many cases supported the floor of the house ».
(31) Cf. I PINNACOLI, d'Alberobello Belediyesi internet sitesi içerisinde: « Lo spessore dei muri dei nostri Trulli va da un MINIMO DI 80 cm. fino ai 270 cm del TRULLO SOVRANO ».
(32) Henri Desplanques, op. cit., sayfa 475.
(33) Angelo Ambrosi et al., op. cit., sayfa 65-66 (L'abitazione a trullo nelle descrizioni notarili).
(34) Luigi Mongiello (op. cit., sayfa 27) donne une pente de 15° aux chiancarelle.
(35) Edward Allen, op. cit., sayfa 81 : « To provide for storage of dried foodstuffs, grain, flour, and miscellaneous household items the interior of the major dome in each house was fitted with a wooden ''solaio'' or ''tavolato'', an attic platform at the level of the springing of the vault, reached by means of a wooden ladder».
(36) The Land of Point & The White City, sur le site reidsitaly.com : « the cone-like roof is usually blocked off by a ceiling of wooden planks, which serves to keep the heat down ».
(37) Cf. I PINNACOLI, Alberobello Belediye internet sitesi içerisinde: « Principalmente sono scolpiti in pietra e rappresentano la FIRMA del Mastro trullaro che li ha edificati e che molto spesso coincideva con l' appartenenza della famiglia. Non simboli araldici, ma semplici e geniali elementi decorativi legati alla CIVILTA' CONTADINA che ha elevato queste incredibili strutture in pietra (...) ».
(38) Edward Allen, op. cit., resim 16 ve sayfa 110-111 : « a trullo for hay storage can be identified by its truncated top and its outside access stairway »
(39) Paula Hardy, Abigail Hole, Olivia Pozzan, Puglia & Basilicata, Lonely Planet, 2008, sayfa 124 ve 248 : « However, (...) due to the compact nature of the Rione the trulli have few windows and can be quite dark ».
(40) Henri Desplanques, op. cit., sayfa 474.
(41) Emile Bertaux, op. cit., sayfa 213.
(42) Edward Allen, op. cit., sayfa 81-82 : « The immensely thick stone walls and dome of the trullo, pleasantly cool in the summer, tend to become unpleasantly cold during the winter months, condensing the moisture given off by cooking and breathing and making it difficult to feel warm even in front of the fire. (...) The inhabitants simply leave the doors open during the day to keep the interior dry, and live more outdoors than in (...)».
(43) Emile Bertaux, op. cit., sayfa 213.
(44) Edward Allen, op. cit., sayfa 82 : « Lime plaster was [...] commonly applied to the interior of a trullo for protection against drafts. In nearly all cases, except in trulli used for storage or stables, the interior was whitewashed, both for cleanliness and to make the most of the light entering through the open doorway and the tiny windows ».
(45) The Trulli of Puglia I, Life in Italy internet sitesi içerisinde: « The family livestock and horses normally occupied one or more of the adjacent Trulli and it is still possible to see the troughs they fed from, now converted into decorative features ».
(46) Enrico Degano, La campagna di rilievo dei manufatti in pietra a secco della Puglia, in Angelo Ambrosi et al., op. cit., sayfa 375-446, özellikle sayfa 430-436 (3.0.3. Osservazioni sulle qualità abitative di trulli).
(47) Melvin Charney, Architectures sans architectes : les trulli de l'Apulie, dans Vie des arts, No 38, 1965, sayfa 54-57.
(48) Angelo Ambrosi et al., op. cit., sayfa 32 (Resim 14 - Trullo Sovrano (1930-35)).
(49) Cf. Christian Lassure, Les trulli ou casedde d'Alberobello (province de Bari, Italie) à travers les cartes postales et photos anciennes : III - les avatars de la rue Monte Pertica au quartier Monti (1950-2010), pierreseche.com internet sitesi, 20 Ocak 2011.
(50) Cf. Christian Lassure, Les trulli ou casedde d'Alberobello (province de Bari, Italie) à travers les cartes postales et photos anciennes : IV - L'hôtel des trulli, 1 Temmuz 2011.
(51) Bu tür yöntemlerden Edward Allen tarafından Stone Shelters’de söz edilmektedir, op. cit., sayfa 100-111 : « In some cases trullo domes are plastered over, particularly if there is a leakage problem »).
(52) Cf. Edward Allen, op. cit., sayfa 82 : « Lime plaster was commonly, although not always, applied to the interior of a trullo for protection against drafts. In nearly all cases, except in trulli used for stoprage or stables, the interior was whitewashed, both for cleanliness and to make the most of the light entering through the open doorway and the tiny windows ».
(53) Cf. Edward Allen, op. cit., sayfa 82-83 : « Whitewashing of the exterior, except usually for the chiancarelle of the roof, is now universal in Alberobello and is very common in the surrounding countryside, although some of the most elegant rural trulli are made wholly of the natural stone without any finish whatsoever. Where whitewashing is done, it is frequently the job of the housewives, usually preceding some local festival or another [...] ».
(54) « Tepe Mahallesi », adını Birinci Dünya Savaşındaki çarpışmalarda sokaklarına verilen adlardan almaktadır : via Monte Pertica, via Monte Nero, via Monte Sabotino, v.s.
(55) « quartier de la petite aire (à battre) ».
(56) Les trulli d'Alberobello, UNESCO internet sitesinde.
(57) Giuseppe Notarnicola, I trulli di Alberobello dalla preistoria al presente, Unione Editoriale d'Italia, Roma, 1940.
(58) Angelo Ambrosi, Raffaele Panella, Giuseppe Radicchio, op. cit. : « Secondo quanto dice nel suo libro su Alberobello, è a lui stesso che si deve l'appellativo "Sovrano" che ha sostituito da tempo l'antico toponimo ''Corte Papa cataldo'', che se referiva all'intero vicinato. Stando alla testimonianza del Notarnicola, che purtroppo non cita la fonte, il toponimo deriverebbe dal nome del proprietaro : il sacerdote Cataldo Perta. Questo nome è citato in un importante documento notarile del 15 aprile 1797 (...) ».
(59) Émile Bertaux, op. cit., özellikle sayfe 214.
(60) Dominique Auzias, Jean-Paul Labourdette, Italie, Petit Fûté, sayfa 714 ve 912.
(61) Anthony H. Galt, op. cit. : « What distinguishes Locorotondo and the neighbouring towns is that peasants have dispersed in the countryside rather than in densely populated rural towns, the pattern more typical for Southern Italy. The people are mainly small proprietor grape growers and have traditionally been better off than other Southern Italian peasants. The book traces the development patterns from the eighteenth century » (sayfa 4)
(62) Louis Mille, Les bories des terroirs d’Aix et Salon-de-Provence, l’auteur, 1993, sayfa 27, özellikle sayfa 21.
(63) Pierre Viala, Histoire d’une restauration : le « village des bories » de Gordes (Vaucluse), dans L’architecture rurale en pierre sèche, tome 1, 1977, sayfa 151-153.
(64) Dans les Pouilles, la folie des « trulli » fait revivre un patrimoine UNESCO, lepoint.fr internet sitesi içerisinde, 28 Mayıs 2009.
(65) Cf. Trulli House, heelitaly.it internet sitesi içerisinde: On the part of the tour we joined, the guide debunked a popular myth that the stone buildings were good to live in, being warm in winter and cool in summer. She was brought up living in a trulli house, and said they were cold and drafty in winter, and stuffy in summer. The only reasons people still live in them is that they are too poor to move out, or that they entertain tourists as hosts of a trulli B&B. People like to come and look at the trulli — they are indeed a Michelin three-star attraction — but sensible people don't want to live in them ».
(66) The Land of Point & The White City , reidsitaly.com internet sitesi içerisinde : « Monti was largely derelict a decade ago when local entrepreneur Guido Antionetta had a brilliantly simple idea to help preserve the neighborhood's unique vernacular architecture. He bought up a few dozen abandoned trulli, installed modern kitchenettes, a few pieces of chunky furnishings, and cast-iron bed frames, and formed a company called Trullidea to rent them out as mini-apartments for $98 to $115 per night – less than rooms cost at the local hotels [...]. Guido even revived the ancient custom of painting one of several magical Paleo-Christian good luck symbols on the roof of each ».
(67) Six mois d'errances en Europe, 14 - Remontée de l'Italie jusqu'aux sources du Clitunno (Ombrie), 25 Mart 1997.
(68) Calcaria Lavorazione della pietra internet sitesinde yer alan bir video bu yöntemle nasıl çalışıldığını göstermektedir: scie des chianche pour les trulli et les cummerse.
(www.pierreseche.com sitesinde yer alan 29 Ağustos 2011 tarihli Fransızca yazıdan Türkçeleştirilmiştir http://www.pierreseche.com/trulli.htm)