Skip to main content

Ölüme direnen şehir: Civita

Civita di Bagnoregio, Orta İtalya’da Viterbe kırsalında yer alan şirin ve küçük bir yerleşimdir. Köy, alt taraflarında akan iki ırmak ve yağmur ve rüzgarın etkisiyle sürekli erozyon etkisi altında bulunan geniş bir boğaza tepeden bakan kayalık bir tepenin zirvesinde bulunmaktadır.

 

 

Bu 2500 yıllık eski yerleşimde yaşanan toprak kaymaları, çöken yamaçlarına inşa edilmiş yapıları uçurumun kenarına sürüklerken sürekli bir yıkılma tehdidi oluşturmaktadır. Geçmişte işlek ticaret yollarından oluşan ağla bağlantılı eski bir yol yakınında olması itibariyle önemli bir yere sahip olan bu yerleşim bundan yaklaşık 2500 yıl önce Etrüskler tarafından kuruldu.

 

Civita’nın çöküşü 16ncı yüzyılda burada yaşayanları yerleşimden ayrılmak zorunda bırakan, yollarda ve yapılarda büyük hasar yol açan depremle birlikte başladı. Sonraki yüzyıllarda da devam eden sismik faaliyetler çok sayıda toprak kayması felaketinin yaşanmasına yol açtı. 17nci yüzyıl sonunda Piskopos ve belediye meclisi Bagnoregio’ya taşınmak zorunda kaldılar ve 19ncu yüzyılda Civita karayla bağlantısı kopan gerçek bir ada haline dönüştü.

 

Bagnoregio bugün hala küçük ama refah içerisinde olan bir yerleşim iken Civita, il paese che muore ya da città che muore (« ölmek üzere olan kent » ya da « ölen kent » nitelemesiyle ün kazanmıştır.

 

Civita di Bagnoregnio aslında iki köyden oluşmaktadır. Civita, komşu köy Bagnoregio yolunun sonunda başlayan, sadece taştan uzun bir yaya köprüsüyle ulaşılabilen bir tepe üzerindedir. Bir zamanlar Civita iki yerleşimin en büyüğü iken bugün burada bütün yıl boyunca sadece 6 kişi yaşamını sürdürmektedir. Yaz aylarında ise sezonun en yoğun döneminde bu sayı yaklaşık olarak ancak 100’e ulaşmaktadır.

 

Civita’nın turistik yenilenmesi yakın zamanda yaşanmıştır. Cantina di Arianna’nın sahibi 39 yaşındaki Arianna, “eskiden çok büyük bir aileydik. Şimdi hepsi gitti, ama ailemin tarihinin büyük bir bölümü burada; ekmeğimi burada kazanıyorum ve başka bir yerde yaşamak istemiyorum” diye anlatıyor. Atalarının köye bundan 1000 yıl önce yerleştiği ve çiftçilik yaptığı Ariana’nın çocukluğu Civita’yı oluşturan üç, dört sokakta oynayarak geçmiş.  

 

Yerleşimde postane, market, eczane, sağlık merkezi bulunmuyor, buradaki tek okul da on yıllardır kapalı durumda. Ancak uzun bir yaya köprüsüyle ulaşılabilen kent araç erişimine tamamen kapalı.    

 

Civita dönemin yöre mimarisiyle inşa edilmiş özgün taş evleriyle şirin bir Ortaçağ yerleşimidir. Civita’nın tecridi birçok modern etkiye ve aynı zamanda iki dünya savaşının yol açtığı tahribatlara direnme imkanı vermiştir. Namına karşın, turizm sezonunda Civita başta Çinliler olmak üzere günübirlik ziyaretçilerin akınına uğramaktadır.

 

Belde son dönemde zenginler dışında yersiz yurtsuzların ve sanatçıların cenneti haline gelmiştir. Yerleşimdeki evlerin çoğu tatil ve hafta sonlarında yazlık ev olarak kullanılmaktadır. 2015 yılında aralarında ünlü film müziği bestecisi Ennio Morricone’nin de yer aldığı bir grup İtalyan sanatçı Civita’nın koruma altına alınması için bir araya geldi. İtalya’nın eski Cumhurbaşkanı Giorgio Napoletano’nun da imzacısı olduğu bir bildiriyle yerleşimin UNESCO Dünya Kültür mirasına alınması talebinde bulunuldu.

 

Civita’ya ulaşmak için birinci aşamada Ovieto kentine gitmelisiniz. Eğer altınızda aracınız yoksa Civita’ya buradan yaklaşık 40 dakikada otobüsle ulaşabilirsiniz (Pazar ve resmi tatil günleri hariç çalışan mavi renkli Cotral otobüsü). Civita yaklaşık olarak Roma’nın 145 km Kuzeyindedir. Roma ya da Floransa’dan hareketle Orvieto’ya trenle ulaşabilirsiniz (1 saat 15 dakika).