Skip to main content

Çok koşmak için az yemek

 Kenyalı atletlerin beslenmelerini incelediğinde, yoğun antrenman aşamasında beslenme dengesine dikkat edilmediği görülmüştür. Yüksek platoların koşucuları aldıklarından daha fazla enerji harcamaktadırlar. Batılı hesaplama yöntemlerimizden hareketle düşündüğümüzde bu durum yanlış beslenme olarak değerlendirilmektedir. Ancak vardığımız bu yargı gerçekten de doğru mu?

 
 

Bir düşünce akımı kalori kısıtlamasını savunuyor ve beslenmede tutumluluk tavsiyelerine uymak üzere daha uzun ve daha “sağlıklı” bir yaşam önermektedir. Gözetim altında yaşayan birçok hayvan türü üzerinde gerçekleştirilen deneylerde, gıdaya erişim kısıtlandığında (serbest tüketime göre -%15 ila -%40 oranında) hayvanların yaşam süresinin uzadığı gözlemlenmiştir. Daha da iyisi fiziksel ve bilişsel performansları da artmaktadır. “Az yeme” tutkunları için, kalori kısıtlaması ve fiziksel etkinlik arasında, aralarında kasın oksitlenme stresine karşı daha iyi korunması, dayanıklılığın artması, mitokondrilerin etkinliğinin gelişmesi gibi uyumların geliştiği gözlemlenmektedir. Kısacası spor ve kalori kısıtlaması arasındaki bağ önem kazanmıştır. Peki, öyleyse her ikisiyle birlikte neden oynamayalım? Brezilyalı bilim adamlarından oluşan bir ekip tam da bunu denedi. Biri istediği zaman yemek yiyen diğeri ise beslenmelerinin -%15 kısıtlandığı (kalori kısıtlamalı grup) olmak üzere iki kemirgen grubunu gözlemlediler. Bu rejimin uygulandığı 18 haftadan sonra, 6 haftalık bir antrenman uygulandı. Ortaya çıkan sonuçlar iyi yaşamak için az yemek gerektiğini düşünenleri memnun edecektir.

Sonuçlar

Kalori kısıtlaması ve fiziksel etkinlik hayvanların direncini ve motor koordinasyon yeteneklerini arttırdı, efor sonrası kas hasarını azalttı ve efor sırasında yağların kullanılması yeteneğini geliştirdi. Hepsi de faydalı gelişmeler! Ancak öte yandan birleşik etkilere yönelik sinyaller biraz daha zayıf çıktı. Dolayısıyla da diyetin antrenmanın etkilerini net bir şekilde arttırdığını söylemek için henüz vakit erken. Daha çok hareket edip bununla birlikte az yemenin zorluğunu göz önünde bulundurursak, “Kenya rejimi”ne biraz ihtiyatla yaklaşmakta yarar olduğunu düşünebiliriz.

KAYNAKÇA :

Muscle Physiology Changes Induced by Every Other Day Feeding and Endurance Exercise in Mice: Effects on Physical Performance. Rodríguez-Bies E, Santa-Cruz Calvo S, Fontán-Lozano A, Peña Amaro J, Berral de la Rosa FJ, Carrión AM, Navas P, López-Lluch G. PLoS One . 9 Kasim 2010 ;5(11):e13900.  

Akılda tutmaya değmeyen karmaşık bir sözcük : Astaksantin

Koşucuların birçoğu fazladan alınan tek bir gramın bile hesabını yaparlar. Hedeflerine ulaşabilmek için gerçekleştirdikleri hazırlık aşamasında yarışmacılar az yiyip çok koşmaya dikkat ederler. Aralarından bazıları hatta beslenmelerine “kilo azaltıcı” unsurlar ya da “mucizevi” moleküller eklemeyi tercih etmektedirler. Ananas, elma, lifli yiyecekler ve aynı zamanda da L-karnitin gibi “kalori ve yağ yakıcı” özellikleriyle ün salmış moleküller de devreye girmektedir. Zamanla moleküller değişse de işleyen süreç hep aynı kalıyor: “bazı mucizevi besinler ya da bazı moleküller size iyi geliyor, bundan hemen yararlanın!”.

Günün son moda molekülünün ismini telaffuz etmek bir hayli zor: Astaksantin. Bu pigment ıstakozlara piştiklerinde pembemsi renklerini veren maddedir. Bu pigment molekülü bir anda saygınlık kazanmasını, yapılan araştırmalar sonucunda sıçanlara verilecek Aktaksantin desteğinin yağların oksidasyonunu ve koşu performansını arttırdığının tespit edilmesine borçlu. Peki, bu durum neden insanlar için de geçerli olmasın? Hollanda’daki Maastricht Üniversitesi’ndeki araştırmacılar bisikletçi ve triatletlerin bir bölümüne 4 hafta boyunca Akstantin desteği verdiler.

Sonuçlar

Hiçbir şey. Hayır, kesinlikle hiçbir şey. Ek olarak verilen destek sporcuların ne performanslarını ne de bedenlerinin yağ yakma kapasitelerini arttırabildi. Astaksantin maddesinin çok güçlü bir antioksidan olarak sunulmasına karşın bedenin,  deneklerin antioksidan kapasitesinde de en küçük bir artış dahi gözlemlenemedi.

Astaksantin, işte size akılda tutmaya dahi değmeyecek bir sözcük.            

Tüketim toplumunun tükenen sapkın bireyleri, koşu sporu alanına kötü alışkanlıklarını bulaştırma gayreti içerisindeyken, daha adını dahi duymadığımız benzer maddelerin peydahlanmasına şaşırmamak gerekir.

KAYNAKÇA:

Astaxanthin Supplementation Does Not Augment Fat Use or Improve Endurance Performance. Res PT, Cermak NM, Stinkens R, Tollakson TJ, Haenen GR, Bast A, van Loon LJ.

(www.volodalen.com sitesinde Fransızca yayınlanan yazılardan derlenmiştir.)