Batı'nın Frankenştayn'ı
« GERÇEK BİR FRANKENŞTAYN YARATMAK ÜZERESİNİZ »
Yazar Michel COLLON IŞİD’in kuruluşu ve 1980’lı yıllarda CIA’nin yürüttüğü Siklon harekatı konularını ele alıyor.
« Siklon Harekatı » CIA’nin yürüttüğü en uzun ve en pahallı harekatlardan biri olmuştur. 80’li yılların başında 20 ila 30 milyon Dolardan 1987’de 630 milyon Dolara kadar yükselen bir maliyet. Carter başkanlığında Brzezinski tarafından başlatılan « Siklon Harekatı », Reagan yönetimi sırasında önemli bir proje haline gelmiş ve bu niteliğini 1992 yılına kadar korumuştur.
Böylece uzun yıllar boyunca Washington terörist grupları finanse etmiştir. Ne amaçla mı? Afganistan’da iktidarda olan sosyalist Taraki Hükümetini alaşağı etmek için. Halbuki Taraki gayet güzel işler yapmaktaydı: Feodalizmle ve dinsel hoşgörüsüzlükle bağları koparan Laik bir devlet inşa edilmiş; kadınlar yasalar önünde eşitlik kazanmış, çocuk evlilikleri ve feodal başlık parası uygulaması yasaklanmış, sendikalar yasallaşmış, yollar, yüzlerce okul ve hastane inşa edilmişti. Hükümet okuma-yazma seferberliği yürütmüş ve küçük çiftçilere yardım etmeye başlamıştı.
Ama bütün bunları Washington’un kabul etmesi imkansızdı, çünkü Afganistan Sovyetler Birliği tarafından destekleniyordu. Sorun: Vietnam’da utanç verici bir bozgundan (1961-1975) yeni çıkan ABD, kendi başına açık bir savaşa girmeyi göze alamıyordu. Dolayısıyla da teröristleri, yani mücahitleri silahlandırmak, eğitmek ve finanse etmek için Suudi Arabistan ve Pakistan’la işbirliği yaptılar. Kırk farklı ülkeden bireysel olarak gelen otuz bin savaşçı Pakistan’daki CIA ve MI6 kamplarında eğitildiler. Bunların arasında Bin Ladin adında biri önemli görevler üstleniyordu. Yani daha sonraları uygun olmayan bir adla « İslamcılar » olarak adlandırılacak olanların önemli bir siyasi ve askeri güç olmasına izin veren Washington ve Riyad’dır.
O dönemlerde ABD ve medyalar Afgan mücahitlere « özgürlük savaşçıları » olarak adlandırıyordu: Özgürlük ve insan hakları için oldukça ilginç bir tasarım.
« Bunların favori yöntemlerinden biri de kurbanlarına işkence uygulamak, burunlarını ve kulaklarını ve cinsel organlarını kesmek, sonra yavaş yavaş ölmeleri için derilerini ince ince yüzmekti. Bu vahşete ilişkin çok ayrıntılı raporlara karşın ABD Başkanı Reagan bu gruplardan birini 1985 yılında Beyaz Saray’a davet etmiş ve bu canileri medya kuruluşlarına “bu centilmenler Amerika’nın kurucusu atalarımızla aynı manevi kişiliğe sahiptir”* diye sunmuştur. »
Anti-komünist olduktan sonra, bu adamların sahada ne yaptıkları Washington’un umurunda değildi. Zaten aynı dönemde Amerika Birleşik Devletleri de, başta El Salvador olmak üzere Latin Amerika’da teröristlerden ve ölüm tugaylarından yararlanıyordu.
Kitabımızda da belirttiğimiz gibi, Bin Ladin operasyonu başka ülkelere yayıldı. Washington, Yugoslavya, Çeçenistan, Libya, Suriye ve daha birçok ülkede hoşuna gitmeyen hükümetleri devirmek ya da devirmeye kalkışmak için ikame ordusu olarak açık ya da gizli olarak aynı teröristlerden yararlandı.
Halbuki 1989 yılında, Pakistan Başbakanı Benazir Butto Ronald Reagan’dan yönetimi yeni devralan George H.W.Bush’u (eski CIA Başkanı) bu konuda uyarmıştı: « ABD tarafından büyük destek alan köktenciler terörlerini diğer dünya ülkelerine ihraç etmekteler. Gerçek bir Frankenştayn yaratmak üzeresiniz. »** Benazir Butto, daha sonra 2007 yılında El-Kaide tarafından katledilecektir.
Dolayısıyla 11 Eylül gökten zembille inmemiştir. CIA’nin bir türlü kabullenmek istemediği gayrimeşru çocuğudur. Bu felakete karşın ABD’liler akıllanmamış, Beşar’ı devirmek üzere Suriye’ye göndererek teröristleri kullanmaya devam etmişlerdir. Bunların bugüne kadar hemen her yerde nelere neden oldukları ise apaçık ortadadır. « Bu Siklon Harekatı » yakın zamanda Paris’i vurdu. Peki yarın? Sıra Brüksel, Londra ya da Madrid’te mi?
Bugün Fransız ya da Belçika televizyonunda, bizzat sadece ABD’ye ait belgelere dayanarak bütün bu gerçeklerden konuşmak üzere hiçbir alan bırakılmıyor. Frankenştayn’ın Batı tarafından yaratıldığını söylememize izin verilmiyor. Biz işin derinindeki gerekçeleri hedef almadıkça, terörizmin vurmaya devam edecek olması gerçeği ise kimsenin umurunda değil.
Bilgi edinmek ve daha iyi anlayabilmek için başka bir şey yaratmamız gerekecek.
NOTLAR :
*Michel COLLON, “Hepimiz Charlie’miyiz, değil miyiz?” Investig’Action, 2015, sayfa 39-41.
** “The Road to September 11”, Evan Thomas, Newsweek, 1 Ekim 2001. Mathieu Auzanneau, Or Noir (Kara altın), La Découverte, 2015, sayfa 467.
(Investig’Action www.michelcollon.info sitesinde 24 Kasım 2015 tarihinde Michel COLLON imzasıyla yayınlanan Fransızca yazıdan Türkçeleştirilmiştir http://www.michelcollon.info/Vous-etes-en-train-de-creer-un.html?lang=fr )