Afrika'nın Küba'sı
Afrika’nın Küba’sı mı? Bu deyimi ilk olarak büyük gazeteci André Vltchek’’ten duydum ve bana hemen onun da göndermede bulunduğu Doğu Afrika’daki bu küçük ülkeyi çağrıştırdı.
İki ülke arasında çarpıcı benzerlikler var. Küba ve Eritre, görece olarak küçük, bağımsız, sosyalist ve devrimci ülkeler. Her iki ülkenin de ABD’nin dayattığı yaptırımlarla başı dertte ve sürekli olarak Pax Americana’nın memurlarınca terörizme destek vermekle suçlanıyorlar.
Küba ve Eritre, Batılı dünyanın dizginsiz sanayileşmesinin ikincil etkileri olan iklim değişikliklerinin etkilerine sert bir şekilde maruz kalıyorlar. Küba’da kasırgaların ve Sahel kuşağının doğu ucunda bulunan Eritre’de de yaşanan kuraklıkların sayısı her geçen gün artıyor.
Halk sağlığı sistemine herkesin hayran olduğu Küba ve Afrika’da Malarya ve AİDS (HİV-Aids)’in önlenmesinde çok yoğun çaba harcayan Eritre olmak üzere her iki ülke de halklarının sağlık ve eğitimi için uzun süreden beri büyük işler başarmaktadırlar.
Küba ve Eritre, halklarına zorla kabul ettirilmek istenen Batı tarzı demokrasi dayatmasını kıtaları üzerinde tek reddeden ülkelerdir. Küba Amerika kıtasında ve Eritre’de Afrika kıtasında tek seçim düzenlemek istemeyen ülkelerdir.
Ama onları en çok buluşturan şey, hükümetlerinin iktidara silahlı mücadele yoluyla, topla tüfekle varmış olmasıdır. Bu gerçek de bu ülkeleri 20nci yüzyılda halklarını gerçekten kurtuluşa ulaştırmayı başaran bir avuç ülkenin arasına sokuyor.
Birçoğu bunu yapmayı denedi ama başaramadı. İlk başaranlar, Sovyetler Birliğinin doğuşuyla Rus iç savaşının galipleri oldular, ardından Mao Tse Tung’un uzun halk yürüyüşüyle gerçekleştirilen Çin Devrimi, sonra Çin Devriminden ilham alarak Ho Şi Minh önderliğinde Vietnam. Son olarak Fidel Castro önderliğinde, halk devriminin özet sürümü olarak gerçekleştirilen Küba Devrimi.
20nci yüzyılda ulusal kurtuluş yolunda yürütülen son muzaffer savaş, otuz yıl süren bağımsızlık savaşı sonunda Eritre halkı tarafından gerçekleştirildi.
Bugün Küba ve Eritre çok büyük askeri ve ekonomik sorunlarla karşı karşıyalar. ABD ve suç ortakları tarafından doğrudan uygulanan yaptırımlar ekonomilerini vuruyor ve halklarının büyük sıkıntı yaşamasına neden oluyor.
Bir başka önemli konu da bu ülkelerin yaşlı liderler tarafından yönetilmeleri ve Eritre Cumhurbaşkanının söylediği gibi « zenginleşmiş Eritreliler yaratmadan zengin bir Eritre » yaratacak şekilde ülkelerini gelişme yolunda tutmaları gereken yeni bir yönetici kuşağını başa getirmeye çaba harcıyor olmalarıdır.
Küba yarım asır öncesi özgürleştirildi ve Eritre de bağımsızlığının 23ncü yıldönümünü kutluyor. Pax Americana, Küba ve Eritre modellerinin, bu süper gücü her geçen gün bir « kağıttan kaplan » gibi görmeye başlayan dünyanın geri kalanının gözleri önünde süper güç rolünün gittikçe daha çok tartışıldığını görüyor.
Gezegenimizin yaşamını sürdürmesi için ve özellikle de karşı karşıya kaldığı iklimsel sorunlar karşısında, radikal devrimci değişimler zorunlu hale geliyor. Bu iki küçük ülkenin politikalarını incelemenin ve gezegen boyutunda bizi bekleyen sayısız tehdit karşısında buradan nasıl bir ders çıkarabileceğimizi anlamanın belki de zamanı geldi.
Thomas C. Mountain (
(2006’dan beri Eritre’de yaşayan ve çalışan, eğitimci ve aktivist devrimci)
(Investig’Action www.michelcollon.info sitesinde Thomas C.Mountain imzasıyla 1 Şubat 2016 tarihinde yayınlanan Fransızca yazıdan Türkçeleştirilmiştir)