Skip to main content

Oligarşinin ve medyaların yenidili (II Bölüm : İşleyiş)

novlangue ile ilgili görsel sonucu Yenidil nasıl işler ve onu nasıl ortaya çıkarabiliriz?

* Neolojizmler (Dilde daha önce olmayan sözcükleri yeniden oluşturma)

Çoğu zaman yenidil’e ait bir sözcüğü nasıl ayırt edebileceğimiz sorusu soruluyor. Gerçekten de yenidil’de yeniden oluşturulmuş sözcüklere nadiren rastlanır, bunun iki nedeni vardır:

- Öncelikle yenidilin özü yeni oluşturulmuş sözcüklerden daha çok, onlara başlangıçta sahip olmadıkları bir anlam yükleyerek var olan sözcükleri kullanmayı gerektirmektedir (örneğin « Cumhuriyetin değerlerin »: burada kozmopolit ideolojiyi yaymak için Cumhuriyete göndermede bulunulur; ya da « sığınmacılara kapıların açılması » yasadışı göçmen girişi demek için kullanılır) = bu büyüdükçe kabuk değiştirmek zorunda kalan yengeç etkisidir;

- Ardından yenidilin ifadesini ortaya koyan, sözcüğün bizzat kendisi değil ama hangi bağlam içerisinde kullanıldığıdır; örneğin « popüler banliyö » içerisindeki popüler; bu banliyö içerisinde bizim halkımızdan kişilerin değil ama tersine yabancı kökenli insanların yaşadığı bir yere karşılık gelmektedir.

Buna karşın bazı neolojizmlere de rastlanabilir: örneğin « faşosfer » (internetteki yeniden bilgilendirme sitelerini tanımlamak için kullanılan), « pozitifleştirmek » (satın alma eyleminin içkin olarak yaşama olumlu bir yön katacağına inandırmak için Carrefour tarafından uydurulan sözcük).

* Siyasal açıdan doğru anlatım tarzı merhametlidir, suçluluk uyandırıcıdır, teskin edicidir, değer kazandırıcıdır

Yenidilin gerçekliği tanımlama tarzı aynı zamanda özel şemalara da uymaktadır: Biraz alıştıktan sonra tespit edebileceğimiz siyasal açıdan doğru bir anlatım tarzı da söz konusudur.

Örneğin, yenidilin göç üzerine söylemi her zaman 4 buyruğa itaat eder:

- Merhametlidir (göçmenler aynı zamanda kurbandırlar; bkz küçük Aylan);

- Avrupa’nın yerlileri için suçluluk uyandırıcıdır (yeterli sayıda göçmen kabul etmemekle ya da bunları entegre etmemek ve her zaman ırkçı ve yabancı düşmanı olmakla suçlanırlar);

- Teskin edicidir (güvenlik ortamının olmamasıyla, İslamcılık ya da işsizlik ve göç arasında hiçbir bağ yoktur);

- Değer kazandırıcıdır (göç Fransa için bir şanstır, büyüme ve istihdam için bir fırsattır).

Aynı şekilde, göçmen ya da Müslüman kökenli biri bir cinayet ya da suç işlediğinde yenidil söylemi yine 5 emre uymaktadır:

-söz konusu kişi her zaman sakin, huzurlu ve sorun çıkmayan bir mahallede yaşamaktadır;

-daha önce « ufak tefek hırsızlıklar » yapmış olsa da o her zaman bir « uslu çocuktur » (bunu Ailesi dile getirir ve bu konuda sadece Ailesine söz hakkı tanınır);

-gerçekleştirdiği eylem anlaşılmazdır: Dini inanışı ya da yaşadığı ortamla kesinlikle hiçbir ilişkisi olmayan anlaşılmaz bir « çılgınlık » ya da « delilik anıdır »;

-bu onun değil, içerisinde bulunduğu koşulların suçudur (bir tecavüz olayı için « kötü biten asılma olayı ») ve özellikle de ona kulak vermesini bilmeyen ya da onunla bütünleşemeyen toplum masalı;

-kurban ya da kurbanlardan hiçbir zaman söz edilmez (rahatsız edici ve suçludan daha az ilgi çekicidirler; burada Fransa’da cihatçılara kurban olanların görüntülerinin sansür edildiğini ama ölen küçük Aylan’ın görüntülerinin fazlasıyla kullanıldığını de sözlerimize ekleyelim).

Oksimoronların (iki zıt anlamlı sözcüğün bir arada kullanılması – ç.n.) kullanımında tipik bir yenidil söylemi de algılanabilir. Örneğin:

-pozitif ayrımcılık = öz be öz Fransız olanlara yönelik ayrımcılık;

-pozitif laiklik = din ile Devlet işlerinin ayrılmasının tersi, zira bu cami yapımının teşvik edilmesi anlamına geliyor;      

-tercih edilen göç = aslında Fransızlara dayatılan şey;

-kurallı kapitalizm = Batılıların yürüttüğü siyasetin özünün ekonomi ve finansa ilişkin her türlü düzenlemenin yapısökümünü gerektirmesine rağmen.

Siyasal olarak doğru olan bu yazı işleri yöntemlerinin ötesinde yenidil temel olarak aşağıdaki olgulara dayanır:

-sözcüklere genel olarak içerdikleri anlamın tersine bir yön vermek;

-okuyucuda ya da dinleyicide arzu edilen etkiyi elde etmek üzere bazı sözcükleri kasten kullanmak.

İzleyicide bazı tepkiler yaratmak için görüntülerin kullanılışında da bir yenidil tarzı söz konusudur (Örneğin « sığınmacılardan » söz ederken, çoğu genç erkeklerden oluşmasına karşın özellikle kadın ve çocuk görüntüleri sunmak; Avrupa’nın sınırlarının kapatıldığı ve sığınmacıların geri gönderildiği fikrini aşılamak için bol bol polis görüntüsü izletmek).

Yenidil sözlüğümüz bu nedenle kullanılan sözcükleri 5 kategoriye ayırmıştır: aldatıcı, şaşırtıcı, yüceltici, tabu ve damgalayıcı sözcükler.

1/ Aldatıcı sözcükler

Temsil etme iddiasında olduklarından başka bir şey ya da çoğu zaman onun tersini tanımlayan sözcükler (« özgürlük, köleliktir »). Bu daha önce sözünü ettiğimiz, büyüdükçe kabuk değiştiren yengeç etkisidir. Örnekler:

Popüler banliyö (bu sözcük artık halkımızdan kimseyi içermez), kayırılmayan banliyö (tam tersine, kent siyaseti anlamında önemli kamusal yardımlardan yararlanır), cumhuriyetin değerleri (aslında halkın egemenliğine, yurttaşlığına karşı hakimlerin hükümeti için kozmopolit ideolojinin bizzat kendisi), Eurofobi (Avrupa’ya değil ama sadece Brüksel’in Avrupa’sına karşı olanı tanımlar), tek ebeveynli aile (ikiye bölünmüş, boşanmış aile, yani bir ailenin dışında her şeyi anlatır).

Dolayısıyla yenidili tercüme etmek kolaydır: Gerçeğe ulaşmak için söylenmiş olanın taban tabana karşıtını ele almak yeterlidir! (örneğin: « Göç, Fransa için bir fırsattır » = Göç Fransa için bir felakettir).

Çoğu zaman tanımlamak istenen, duruma uygun olmayan ama yanıltma niyetiyle kullanılan örtmece sözlerdir (öfemizm). Örnekler:

Genç (göçmen kökenli kişi), seyyah (Çingene), kaba davranışlar (suçlar), taşkınlık (şiddet), göç eden, sığınmacı, talihsiz yolcu (göçmen, işgalci), yozlaşma (bir mezarlık ya da kilise söz konusu olduğunda = aksi taktirde kutsal şeylere saygısızlıktan söz edilirdi), çılgınlık anı, münferit olay (cihatçı nitelikli saldırı), asılmak (tecavüz, hatta cinsel taciz), yetenekleri cezp etmek (daha çok göçmen getirtmek).

2/ Şaşırtıcı sözler

Bir koşullanmış düşünce çağrışımı dayatarak, her türlü eleştirel düşünce ve tartışmayı önlemeye yönelik terörist sözcüklerdir.

Bunlar ya itici ya da pozitif tarzda işlev görürler.

İtici tarzda, egemen kanaate (doxa) ters düşünceleri ve bunları dile getirenleri şeytanlaştırmak söz konusudur. Örnekler:

Bir demokrat popülist’e dönüşür (halka bu konuda ne düşündüğü sorulmamalıdır), bir yurtsever yabancı düşmanı ya da ırkçıya dönüşür, İslamlaştırmayı reddeden İslamofob oluverir; ailenin korunması homofobi; İsrail Devletinin siyasetinin eleştirilmesi antisemitizm olur.     

En sık kullanılan itici sözcükler şunlardır: aşırı sağ, ırkçılık, popülizm, faşizm, gericilik, antisemitizm…

Pozitif şaşırtıcı (ya da himayeci ayı) tarzda, aşk (love: biraz modası geçmiş bir şey ama seks hala geçerli), insani, iyiliksever, etik, değerler, çevreci (yeşil), sürdürülebilir, kurban, sığınmacı, dışlanmış, ayrımcılığa uğramış, ortak yaşama dikkat çekecektir.  

İtici sözcüklerde olduğu gibi burada da, egemen ideolojinin buyruklarını, onlara mutlak bir ahlakı zorunluluk görüntüsü vererek = ki tüm eleştirel düşünceleri ortadan kaldırmaya yönelik değerler kavramına her yerde başvurulmasıyla her türlü politik ve entelektüel itirazdan korumak söz konusudur (örneğin: bütün sığınmacıları kabul etmek zorundayız çünkü bu değerlerimize uygun bir davranış olacaktır).

3/ Yüceltici sözcükler

Bunlar, alıcıda Pavlov refleksleri yaratmaya yönelik sözcüklerdir. Yüceltici görüntülerin retinayı değil de beyni etkiliyor olması gibi, bu sözcükler alıcının zihninde bilinçsiz düşünce çağrışımları yaratmaya yöneliktirler. Yüceltici sözcükler kimi zaman şaşırtıcı sözcüklerle bir araya gelirler çünkü işlevleri benzerdir. Örnekler:

-Rusya’yı şeytanlaştırmaya yönelik sözcükler: oligark (milyarder), nükleer silah varlığı, dev, ultra milliyetçi;

-Halkçı hareketlerin faşizan olduklarını düşündürmeye yönelik sözcükler: lider (muhtemelen Führer yerine), sağ kol (yardımcı), seçim ticaret fonu (program), tarihimizin karanlık saatleri… (aynı zamanda bakınız J.M.Le Pen’i hala üzerinde siyahla yazılmış FN harflerinin okunduğu kırmızı pazıbentle çizen Le Monde gazetesinin karikatüristleri);

-karşıt görüşlüleri gözden düşürmeye yönelik sözcükler: anlaşma imzalamak (aşırı sağla), girişim (korumacı), korku, ürkeklik, sıradanlaştırma (kınanması ya da reddedilmesi gereken), yaygara, polemik, patinaj, tiksindirici (düşünceler);

-siyasal sınıfın iradeciliğini değerlendirmeye yönelik sözcükler: saldırmak, savaşa girişmek, hesaplaşmaya girişmek, seferber olmak, çaba (aslında oligarşiden değil sadece Fransız halkından talep edilen).

4/ Tabu sözcükler

Burada, G.Orwell’in romanındaki gibi egemen ideolojiye aykırı kavramlar taşıdıkları için dilden makaslanan sözcüklerdir. Dolayısıyla, « düşünce suçu » işlenmemesi ve yasal kovuşturmaya uğranılmaması için telaffuz edilmesi yasak sözcüklerdir bunlar. Bir anlamda geri tepen aykırı sözcüklerdir bunlar. Örnekler:

Beyaz ırk (bkz Nadine Morano!), halk (halkçı olunmamalıdır), sınıf (sol kapitalizme katıldığından beri), onur (Anglosakson pragmatizmi tercih etmek), kapitalizm (yerine liberalizmi kullanın), erkeklik (maçoluk, cinsel ayrımcılık), çöküş (zira Sistem gelişmeyi yeniden canlandırma iddiasında), medeniyetler savaşı, sömürgeleştirme, işgal (Avrupa’nın), büyük ikame, güç, egemenlik, sınırlar, Devlet, ulus, vatan, Fransa, emir, erdemler (bunun yerine değerler tercih ediliyor), ulusal kimlik, ulusal tercih, vatanım (bu vatan senin değil çünkü evimizdeki yabancılar da kendi evinde sayılır), insan doğası, cinsel farklılıklar, Yahudi (sadece olumlu anlamda kullanılmalıdır)…

5/ Damgalayıcı sözcükler

Sisteme ve ideolojisine itaat etmeyi dile getirmeye yönelik fetiş sözcüklerdir; Sistemin sofuları arasındaki örtük kabul işaretleri işlevi görmektedirler. Örnekler:

-Ulusal kimliğe dair bir eleştirel mesafeyi dile getiren sözcükler: arkaizm, Fransız istisnası, ricat, Fransız tarzı bahçe, Fransızlar;

-Ulusal kimliğin yapısökümü iradesini dile getiren sözcükler: sarsmak, harekete geçirmek, modernleştirmek, pedagoji yapmak (çünkü onlar için yaptıklarımızın değerini bilmemekte ısrar eden şu domuz Fransızlardır);

-Liberal ideolojiye katılımı dile getiren sözcükler: yönetişim, piyasalar, küreselleşme (mutlu), deregülasyon (düzenlemelerin ortadan kaldırılması), esneklik, ömür boyu istihdam sona erdi, zenginlik yaratıcıları, insan kaynakları, ekip, uzam (açık), Hukuk Devleti, strateji devleti;

-Büyük İkameye katılımı dile getiren sözcükler: çoğul, melezleme, mozaik, göçebe, açılım (ötekine), paylaşım, çeşitlilik, gezegen.

İngilizce deyimler: senior, outing, testing, slide, benchmark, chat.

Sözlü takıntılar: simgesel, adanmış, kurnaz, ..’a dönük (uluslararasına).

Bu çeşitli kategorilerin her biri münhasır değildir ve birlikte kullanılabilirler.

Michel Geoffroy

 

(www.polemia.com sitesinde 22 Aralık 2015 tarihinde Michel Geoffroy imzasıyla yayınlanan Fransızca yazıdan Türkçeleştirilmiştir http://www.polemia.com/la-novlangue-la-langue-de-loligarchie-et-notamment-des-medias-deuxieme-episode-le-fonctionnement/