Skip to main content

Heykelleri yıkmak, fitneyi yaymak

charlottesville statue ile ilgili görsel sonucu Charlottesville’de karşılıklı olarak düzenlenen gösteriler sonrasında, konfederasyon heykellerine yönelik yıkım dalgası hız kazandı. Baltimore’da geçen gece dört konfederasyon heykeli yerle bir edildi. Bunlar konfederasyona ait şereflendirilen asker ve denizciler ve bir kadına ait. Başka yerlerde de heykeller devrildi ya da hasar gördü

 
 
 

Charlottesville’da yaşanan anlaşmazlığın bizzat kendisi Amerikan İç Savaşı sırasında Konfederasyon Güçlerinin Komutanı olan General Robert E. Lee’nin heykelinin sökülmesine ilişkindi. Siyasetin sağındaki militanlar heykelin sökülmesini protesto ederken, sol siyaset militanları sağcıların gösterilerine karşı gösteri yapıyorlardı. LA Times tarafından anılan tanıklara göre her iki tarafta da şiddet kullanmaya hazır alt gruplar vardı.

2003 yılında Bağdat’taki Firdevs Meydanında bir Amerikan tankı Saddam Hüseyin’in heykelini yıktı. Dar açıdan çekilmiş bir televizyon görüntüsü heykeli Iraklıların devirdiği izlenimini veriyordu. Ancak bunlar bir Amerikan propagandası gösterisinde görev alan basit aktörlerden ibaretti. ABD heykeli yıkarak Saddam Hüseyin için savaşmış ve çalışmış ya da onu desteklemiş olanlara yönelik saygısızlığını ortaya koyuyordu. Bu yapılanlar ABD işgaline karşı direnişi teşvik etti.

ABD yönetimi altındaki Ukrayna sağının çılgınları, Ukrayna’daki meşru hükümeti zor kullanarak devirerek, ülkede hala ayakta durmayı başarmış olan yüzlerce Lenin heykelini yıktı. İkinci Dünya savaşı sırasında Sovyetlerin komutası altında çarpışmış olan gaziler bu yapılanları saygısızlık olarak algıladılar. Başka gaziler de iyi zamanlardan kalma güzel hatıralara karşı saldırıldığını gördüler ve bunları korumaya çalıştılar. Tarihin zorla silinmesi girişimi ülkeyi daha da çok ikiye böldü:

« Bu Doğu’da Lenin’i istedikleri, Batı’da ise onu yıkmak istedikleri anlamına gelmez » diyor M.Gobert. « Bu karşı karşıya gelişler sadece coğrafik değildir, kuşakların, toplumun ve ekonominin bizzat içerisinde, kentsel ve kırsal bölgelerin içinde tezahür etmektedirler ».

Kentlerde ve belli yerlerde bulunan heykeller bir insanın ya da grubun yüceltilmesinden çok daha öte bir anlam içerirler. Bunlar kişisel anıların simgeleri, nirengi noktaları ve kalıntılarıdırlar:

« Bir adam Lenin konusunda çok da kaygılanmadığını, ancak heykelin köyün merkezinde yer aldığını ve karısını ilk kez burada öptüğünü söyledi » diye anlatıyor M.Gobert. « Heykel devrildiğinde, kişisel tarihinin bir bölümü de onunla birlikte gitti ».

(İnsanların sosyalizm döneminde cinsel ilişkileri daha iyiydi. Sadece bunun için bile Lenin, adına heykel dikilmesini hak etmiyor mu?)

Robert Lee ırkçılık ve köleliğin devamı için mücadele eden kaba bir adamdı. Ancak hatasız olan çok az tarihsel simge vardır. George Washington da kölelere « sahip » değil miydi? Lyndon B. Johnson Tonkin Körfezi olayı hakkında yalan söyleyip sahte gerekçelerle beyaz ırktan olmayanlara karşı devasa bir haksız savaşın başlamasına yol açmadı mı? Bu konuyu onların heykellerini görerek akıllarına getirecek, düşünecek insanlar var. Bunların da mı kaldırılması gerekir?

Bir anıtın anlamı zaman içerisinde değişiyor. Her ne kadar kuşkusuz olarak belli bir ideoloji ya da bağlam kapsamında dikilmiş olsa da, heykele ilişkin düşüncemiz zamanla değişiyor:

Charlottesville Heykelinin açılışı, Lee’nin torun kızı tarafından Mayıs 1924’te gerçekleştirildi. Gelenek olduğu üzere tören bir resmi geçit ve söylev eşliğinde yapıldı. Yapılan konuşmada Lee « Eski Güneyin ahlaki yüceliğini » yeniden canlandıran bir kahraman ve iki kamp arasındaki uzlaşmanın mimari olarak kutlandı. Savaşın kendisi « Anayasamızın iki yorumu » ve iki « ideal demokrasi vizyonu » arasındaki bir uyuşmazlık olarak tanımlandı.

Charlottesville’deki heykeli « korumaya » gelen beyaz ırkçıların bunu uzlaşma adına yapmadıkları muhakkaktır. Aynı şekilde onlara şiddetle karşı çıkmaya gelenlerin de tabi. Lee bir ırkçıydı. Heykeli « savunmaya » gelenlerin çoğunluğu de « beyaz üstünlükçülüğünün » ırkçılarıydı. Tabi ki bunlara karşı çıkmak gerekir.

Ama buradaki sorun daha da geniş kapsamlıdır. Heykellerin birçok anlamı ve mesajı olduğunu unutmamalıyız. Lee şunları da yazmıştır:

Savaş nasıl da vahşice bir şey! Aileleri ve dostları katledip birbirinden ayırıyor, Tanrının bize bu dünya için bahşettiği en saf coşku ve mutlulukları ortadan kaldırıyor; komşularımıza yönelik olarak kalplerimizi sevgi yerine kinle dolduruyor ve bu muhteşem dünyanın güzel yüzünü alt üst ediyor.

Lee’nin heykelini ırkçı olduğu için yıkmamalıyız. Heykelin yer aldığı Charlottesville’deki Lee Parkı’nın adı yakın zamanda değiştirilerek Emancipation Park (Özgürleşme Parkı) olarak adlandırıldı. Heykelle parkın yeni ismi arasındaki tezat üzerine düşünülmesini sağlamak için heykeli yerinde bırakmak daha mantıklı görünüyor.

Eski anıt ve heykeller (sadece) dönemin zaferlerini kutlama tarzı olarak kabul edilmemelidir. Bunlar tarihimizi yeniden canlandırmaktadırlar da aynı zamanda. Biraz eğitimle, değerli öğretimler halini alabilirler.

George Orwell 1984 adlı kitabında şunları yazmış: « İnsanları yok etmenin en etkili yolu tarih anlayışlarını inkar etmek ya da silmektir ». İnsanlar yok olmak istemiyorlar. Kendilerini yok etmek isteyenlere karşı mücadele edeceklerdir. Üzerinde geniş bir uzlaşma olmaksızın anıtları ya da heykelleri sökmek bir toplumu böler. ABD’nin büyük bir kesimi Trump’a oy verdi. Öyle sanıyorum ki bugünkü heykelleri sökme dalgası yanlış oy kullanan yani Hillary Clinton’a oy vermeyenlere karşı verilen hak ettikleri bir « ceza » gibi algılanmaktadır. Çok sayıda Trump seçmeni Robert Lee’nin heykellerini sevmiyor ama bunları sökmeye yönelik kampanyadan daha da çok nefret edeceklerdir.

Bugün yaşanan tartışmaların gerisinde belki başka niyetler gizlidir. Birbirine rakip kampların radikalleştirilmesi belki bir amaca hizmet ediyordur. Trump tarafı bunu yurttaşları haklarından daha da çok mahrum etmeye yönelik planlarını gizlemek için kullanabilir. Clinton taraftarlarını sahte « direnişi »nin, Trump’ın projelerine yönelik siyasi direniş eksikliğini örtmek için bu kültürel çatışmalara gereksinimi vardır.

Her durumda, bu uyuşmazlıkların üzerine benzin dökme niyetinde olan herkesin adım atmadan önce üzerinde iki kez düşünmesinde yarar vardır.      

Moon of Alabama | 16 Ağustos 2017

İngilizce özgün makale: Smashing Statues, Seeding Strife

(www.arretsurinfo.ch sitesinde 19 Ağustos 2017 tarihinde yayınlanan Fransızca yazıdan Türkçeleştirilmiştir http://arretsurinfo.ch/demolir-des-statues-semer-la-division/