Skip to main content

Nikaragua/Venezüella

nikaragua protesto ile ilgili görsel sonucu 

Nikaragua ve Venezüella’daki şiddet yanlısı protesto gösterileri arasındaki 7 benzerlik

Nikaragua’da son günlerde başarıyla gerçekleştirilen şiddetin tırmandırılması süreciyle, 2014 ve 2017 yıllarında Chavez’e karşı örgütlenen guarimbas’lar arasında çok sayıda benzerlik bulunmaktadır. Sadece bu operasyonları finanse edenler açısından değil ama aynı zamanda sokakta olduğu kadar medya ve sosyal medyadaki hareket tarzı da benzeşmektedir. Size bu durumu teyit eden yedi karşılaştırmayı sunacağız.

 

1. Konvansiyonel olmayan silahlar: güvenlik güçleriyle mücadelede el yapımı silahların kullanımındaki amaç, bir « İnsan Hakları ihlali » dosyası kapsamında daha sonra sorumluluğun Hükümete yüklenecek ölümlerin olması için barışçıl protesto gösterileriyle isyan ve kent gerillası taktikleri arasında belli belirsiz bir çizgi yaratmaktır.

Venezüella’daki paralı asker grupları çelik bilye, havan topu, roket ve daha birçok farklı silahı kullanılmaktadır. Adrián Duque, Armando Cañizalez, César Pereira, Diego Arellano, Miguel Castillo, Roberto Durán et Yeison Mora, gösterici saflarından gerçekleştirilen metal bilye atışlarıyla öldürüldüler. Andrés Uzcátegui, Nelson Arévalo Avendaño, Neomar Lander et Engelberth Duque Chacón el yapımı patlayıcı kullanırken öldüler.

Nikaragua’daki şiddetli çatışmalar sırasında ön saflarda yer alan silahlı gruplar da aynı aletleri kullandılar.

2. Söylenti kampanyaları: Halk arasında kaygı ve panik hissi yaratmak için sosyal ağları amplifikatör olarak kullanan psikolojik savaş operatörleri tarafından teyit edilmemiş haberler yayılmaktadır. Geçen yıl Venezüella’da gerçekleşen protesto gösterileri sırasında bazı muhalefet önderleri, Venezüella Hükümetini sözde kimyasal silah kullanımıyla ilişkilendirmek için bir söylenti kampanyası yürüttüler. Tam da aynı zamanda Atlantik’in diğer yanında Suriye Hükümeti de kimyasal saldırı gerçekleştirmekle suçlanıyordu. Bir süre sonra, sözde saldırının ABD’nin Suriye’yi bombalamasını meşrulaştırmak için kurgulanan bir montaj olduğu kanıtlandı.

Aynı fırsatçı yaklaşım Nikaragua’da da kullanılarak Hükümet kimyasal silah kullanımıyla ilişkilendirilmeye çalışıldı, bunun yalan olduğu ortaya konulmuş olsa da, bu girişim sosyal ağların kullanılması sayesinde şiddet kullanımının cesaretlendirilmesinde etkili oldu.

3. Ölü sayısının manipüle edilmesi: Şiddet olayları sırasındaki ölü sayıları açıklama ve yorum yapılmaksızın aktarılmaktadır, bu nedenle Venezüella’da olduğu gibi medya kuruluşları bu ölümlerden Hükümeti ya da « silahlı grupları » sorumlu tutmaktadırlar. Bu taktik sayesinde medyalar üzerinden mevcut duruma göre müdahale ya da askeri darbenin önünü açan bir dosya oluşturulmaktadır. Bir önceki « benzerlikte » de gördüğümüz gibi, bu değerlendirmeler daha önce Venezüella’ya karşı istihbarat savaşında deneyim kazanmış ajanlar tarafından yürütülmüştür.

Nikaragua’da uluslararası medyalar teyit edilip edilmediğini söyleyemeden yirmiden fazla ölüden söz eden hayali « raporları » koro halinde yinelemişlerdir.

Aynı dezenformasyon manevrasını uygulayarak örneğin Venezüella’da 2017 yılında bir gösterinin yakınlarından geçen ama doğrudan katılmayan yirmi beş kişinin yaşamını yitirdiği gerçeği gizlenmeye çalışıldı. Muhalif göstericiler tarafından işlenen cinayetlerden olan Almelina Carrilo (Caracas) ya da Paola Ramírez (Táchira) gibi vakalar, daha tam aydınlatılmadan Hükümet sorumlu tutularak şiddetin tırmandırılması için bir tür medyatik fünye olarak kullanıldı.

4. Yağmalar ve kamu ve özel mallara verilen zararlar: Nikaragua’daki silahlı gruplar çok sayıda beyaz eşya dükkanını ve hatta kimi yerlerde motosikletleri yağmaladı ve hastane ya da okul gibi devlet yapılarına zarar verdi. Bu, sadece halkın günlük yaşamında temel öneme sahip hizmet yapılarına yoğunlaşmakla kalmayan, aynı zamanda devlet erkinin simgelerini ve kurumlarını da hedef alan bir profesyonel şiddet türüydü.

Venezüella’nın Miranda eyaletindeki Chacao yerleşiminde, Chavez karşıtları tarafından finanse edilen gruplar Yüksek Adalet Mahkemesi Yürütme Müdürlüğü gibi kamu binalarını ateşe vererek saldırdıklarında da benzer olaylar yaşandı. Bu sadece küçük bir örnektir: 2017’de belediye ulaşım birimleri, kütüphaneler ve hastaneler ateşe verildi.

5. Keskin nişancıların kullanılması: Venezüella’da keskin nişancılar hedeflerin önceden belirlendiği cinayetler işlemişlerdir. Çavuş Niumar San Clemente (Miranda) ve Carabobo’da görevli polis memuru Jorge Escandón bu şekilde öldürüldü. Merida’da Jesús Leonardo Sulbarán et Luis Alberto Márquez adındaki hükümet görevlileri de Merida’daki birçok binadan açılan keskin nişancı ateşiyle öldürüldü.

Devlet kanalı adına çalışan Ángel Gahona adındaki gazeteci, Cumartesi gecesi Nikaragua Bluefields Belediyesi’nde yaşanan olayları Facebook Live’dan aktarırken katledildi. Güvenlik güçlerinin gerisinde yürüyordu ve onlarca kişinin önünde başına isabet eden kurşunla yere yıkıldı. 11 Nisan 2002’den sonra Euromaidan’dan Nikaragua’ya ABD tarafından örgütlenen askeri darbe operasyonlarında keskin nişancılar yoğun bir şekilde kullanıldı.

6. Gösteri dünyasının kullanılması: Eğlence endüstrisiyle bağlantılı insanların duygusal hassasiyetinin araçsallaştırılması, kamuoyu içerisinde gittikçe daha geniş yer bulan toplumsal sınıflar içerisinde şiddete destek bulmak için kullanılan çok etkili bir propaganda yöntemidir. Bu katalizör, bu tür operasyonlarda her zaman etkilidir. Venezüella özelinde Chavez’e karşı taraftarlığını dile getiren çok sayıda medyatik yüz kullanıldı.

Bu strateji, müzik alanında uluslararası üne sahip kişiler, Miss Nikaragua 2018 Adriana Paniagua ve yerel eğlence sektörünün diğer ileri gelenleri kullanılarak Nikaragua’da da uygulandı.

7. Ölümün simgeleri ve yüceltilmesi: Nikaragua’da ölümlerin nedenlerini gizlemek ve insanların dikkatini şiddet yerine Hükümete yöneltmek için kullanılan tebeşirle ölenlerin isimlerinin yola yazılması yöntemi Venezüella’da 2017’deki Guarimbas’lar sırasında da uygulanmıştır. Hatta Venezüella’da olduğu gibi Nikaragua’da da yere yazılan bu isimler arasında güvenlik gücü mensupları, öğrenciler, işçiler ve siyasi aktivistlerin olduğu dahi görülmüştür. Medyada yayın yapılırken, bu ölüleri tüketim ürünlerine dönüştürerek her türlü duygudan arındıracak şekilde listelerin şişirilmesi ve bir « şiddet kullanmayan mücadele » görüntüsünün oluşturulması çabası önemlidir.

Nikaragua’da yürürlüğe sokulan düzenek içerisinde başka benzerlikler de vardır: Katolik din adamlarının « gösterici »leri desteklemesi, ABD Hükümetinin « kaygısı », göstericiler arasına suçluların karışması ve « yumuşak » mekanizmaları sayesinde Washington tarafından örgütlenen STK’ların, medyaların ve işveren seçkinleri daimi olarak meşrulaştırılması ve önderliği.

Özgün Kaynak : Mision Verdad

(www.investigaction.net sitesinde 26 Nisan 2018 tarihinde yayınlanan Fransızca yazıdan Türkçeleştirilmiştir)