Skip to main content

Cezayir, geriye doğru büyük sıçrama

Cezayir'deki yeni sömürgeci derin devletin dönüşü doğrulandı. 1963'ten bu yana zerre dahi değişmeyen rejim, 2021'de, hala yaşamını sürdüren 90'lı yılların yöneticilerini rehabilite ederek otuz yıl geriye gitti.

 

2019'da başlayan ve iki kılık değiştirmiş darbeyle sonuçlanan barışçıl protesto başarısızlığa uğradı: birinci darbe hasta ve zayıf düşen eski Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika’yı, artık elinde olmayan bir iktidarı bırakmaya zorladı. İkincisi, ilk olarak rejimin siyasi polisini hedef alan tarihi bir tasfiyeye başlamadan önce Buteflika'yı istifaya zorlayan güçlü adam eski Genelkurmay Başkanı General Ahmet Raid Salah'ı fiziksel olarak ortadan kaldırdı. Buteflika tarafından FLN (Ulusal Kurtuluş Cephesi) partisinin eski Genel Sekreteri Ammar Saidani tarafından kamuoyu önünde küçük düşürülen ve şimdi Fas'ta mülteci olan ve Tufik olarak anılan General Medyen tarafından temsil edilen siyasi polis, yeniden iktidara gelmek için Fransız derin devleti ile komplo kurmaktan asla vazgeçmedi. Vatana ihanetten hapse atılan General Tufik, sonunda tüm ağlarını harekete geçirdi, ancak General Gaid Salah'ın etkisiz hale getirilmesi ve Şubat ve Aralık 2019 arasında ülkenin en güçlü adamının adamlarına yönelik tasfiye, onun lehine oldu.

İtibarsız ve siyasi polisin insafına kalmış bir adamın cumhurbaşkanı olarak atanması eski Genelkurmay Başkanı için çok kötü bir tercih oldu. Buteflika'nın eski İskan Bakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Abdülmecit Tebbun'un hiçbir özerkliği, ne de tek başına karar verme yetkisi bulunmamaktadır. İsyancı bir cumhurbaşkanının kabusumsu senaryosunu yeniden canlandırmaktan kaçınmak için onu kontrol eden siyasi polisin şantajına boyun eğen bir figürandan öteye gidememektedir.

Vatana ihanetten gıyabında 20 yıl hapis cezasına çarptırılan eski Savunma Bakanı General Halid Nezzar'ı yurt dışından geri getirmek için cumhurbaşkanlığı uçağını gönderen General Tufik'in çetesiydi. Nezzar, rejim içerisinde resmi olarak herhangi bir mevkiye sahip olmamasına rağmen onurla karşılandı. General Tufik ve şu anki Genelkurmay Başkanı Şengriha arasındaki gizli anlaşma, General Nezzari’ın katılımıyla özellikle intikamcı ve ipliklerini pazara çıkaran bir halktan intikam almaya kararlı seksen yaşlarında bir asker üçlüsünü yeniden oluşturmayı mümkün kıldı.

Cezayir'de gerçek iktidarı elinde bulunduran gerontokratik üçlü, uysal olmayan oluşumlardan biri olan ve çok fırtınalı ama nihayetinde oldukça sağlam bir ilişkiye sahip oldukları Fransız derin devleti tarafından olumlu karşılanmaktadır.

Rejim bu nedenle biyolojik olasılıklarla değil, aynı zamanda insan kaynakları açısından da sınırlıdır. Büyük bir meşruiyet sıkıntısı çeken (sandığa gitmeyenlerin oranının % 92'yi aştığı arka arkaya üç seçim) gerçek iktidar, yıpranmış ve kamuoyu tarafından dışlanan bir kadroyu yeniden eğitmek durumundadır. Yıpranmış ve tamamen eskimiş siyasi kadroların DRS (2015’te feshedilen ancak 2021’de DRS Devleti biçimi altında geri gelen siyasi polisin resmi adı) tarafından, beceri değil itaat kriterine dayalı olarak atanmaları, kağıt üzerinde Afrika kıtasında ve Akdeniz havzasında gerçek bir dev olan Cezayir büyüklüğündeki bir ülkenin kalkınmasına büyük ölçüde zarar vermiştir. Eğitimin, her türlü ahlaki ve toplumsal değerin sistematik ve metodik olarak yok edilmesi, Mısır'da olduğu gibi, namuslu insanları caydırmak veya boyun eğdirmek için suçluları ve haydutları arkasına alan siyasi polisin işidir. Benzer şekilde, suç makinesi haydutlar, yetenekli yöneticiler tarafından iyi yönetilen yapıları kırmak için herhangi bir şekilde hak etmeden sorumlu mevkilere atanır. Siyasi polis, park görevlisinden cumhurbaşkanının sessiz ofislerine kadar Cezayir'de her yerindedir.

Cezayir halkı boykot etmeye devam ettiği bir rejim tarafından aşağılanmaktadır. 22 Şubat 2019 ile 15 Mayıs 2021 arasında zirveye ulaşan Hirak ya da barışçıl protesto parantezi, dünyaya barışçıl bir halk olduğunu ve en ufak bir şiddet eylemi olmadan gösteri yapabileceğini göstermekle birlikte aynı zamanda halkın çok bölünmüş olduğunu ve yol gösterici ortak bir düşünce çevresinde birleşmek konusunda yetersiz kaldığını da ortaya koydu. Buna abartılı ego çatışmaları ve siyasi polis tarafından sıfırdan yaratılan dışında neredeyse hiç var olmayan bir siyasi sınıf ekleniyor. Bu bariz zayıflıklar, rejim tarafından ilk dalgayı geri püskürtmek, Hirak'ı ele geçirmek ve onu yasaklamadan ve bir isyan hareketi olarak görmeden önce onu anayasallaştırmak için kullanıldı. Cezayirlilerin sosyal ağlardaki sert eleştirilerinden korkan generaller üçlüsü, Mısır'daki Mareşal Abdülfettah El-Sissi rejimini açıkça taklit ederek basit Youtuber'ları suçlu hale getirmeye çalışıyor. Sosyal ağ Facebook, internette makaleler paylaşan sıradan vatandaşların izini sürmek veya basit yorumlara dayanarak muhalifleri hapse atmak için rejimle büyük uyum içerisinde çalışıyor. Her türlü eleştiriye karşı duyulan bu mantıksız korku, bölgesel güç olması gereken bir ülkenin marka imajına zarar veriyor çünkü basit bir YouTuber'ın bile karar alma sürecini etkileyebileceği izlenimi veriyor. Bu açık zayıflık, Fas’taki yozlaşmış monarşik rejiminin oyalama amacıyla Cezayir'e karşı aralıksız siber saldırılarını teşvik ediyor ve Fas halkına Fas'ta hüküm süren muazzam yolsuzluğu ve uluslararası Siyonizme tamamen teslim olan kraliyet ailesinin tahribatlarını unutturuyor.

Anti-emperyalizmi ve sömürgeciliğin en sefil biçimlerinden birine karşı tarihi ve çok kanlı isyanıyla tanınan Cezayir'de böylesi bir durumun gelişmesi oldukça talihsizdir. Bununla birlikte, bu zengin ülkenin içerisinde bulunduğu siyasi ve ekonomik kilitlenme, burada 1949 ile 1954 arasında hüküm süren ve sahtekarlığı, içe kapalılığı ve topyekun körlüğü Kasım 1954'teki büyük ayaklanmaya yol açan eski sömürge rejimiyle çarpıcı bir benzerlik gösteriyor. Akdeniz havzasının bu çok önemli ülkesinde yaşanacak olası bir istikrarsızlığın Avrupa ve Akdeniz’in tamamının zaten çok hassas olan jeostratejik dengesini derinden etkileyecek olması, daha da beterinden korkmamıza neden olmaktadır.

Kaynak: https://strategika51.org

(https://reseauinternational.net/algerie-le-grand-bond-en-arriere/?fbclid=IwAR2Rc06VkGS1fFVrOzs9VNqKry9tBVRTK2MUPlwWZsioZJp9D96_T-L9ZvY yayınlanan Fransızca yazıdan Türkçeleştirilmiştir)