Skip to main content

Lafarge, IŞİD ve DGSE: Suriye kaosunda kamu yararı

Çimento üreticisi şirket ve yöneticilerinin terörizmi finanse etmekle suçlandığı Suriye’deki Lafarge olayıyla ilgili olarak 19 Eylül Salı günü Fransa’nın Yargıtay’ında bir duruşma gerçekleşti. Bouc-bel-Air fabrikasının zararsız hale getirilmesi eylemi çevresinde kurnazca terörizm deyimi dolandırılırken, biraz geçmişe dönme fırsatı buluyoruz.

Ekim 2022'de Lafarge olayının Amerika ayağı kapandı. Dünyanın önde gelen çimento üreticisi, Suriye'deki faaliyetlerini sürdürebilmek için, El Nusra Cephesi (o dönem El-Kaide’ye bağlı) gibi çeşitli terör gruplarına ama aynı şekilde IŞİD’e de rüşvet vermesi nedeniyle « ulusal güvenliği » baltalamak suçundan ABD'de dava edildi. Şirket, isnat edilen suçu kabul etmeye ve suçlamaların düşürülmesi karşılığında 778 milyon dolar ödemeye karar verdi. Ancak olayın Fransa perdesi öyle pek de kolay bitecekmiş gibi görünmüyor. Fransa'da Lafarge'ın paralar saçarak sorumluluktan kurtulma ihtimali yok. Ancak Fransız adaletini, insan hakları ülkesinin sanayicisinin, siyasi iktidarının ve istihbarat servislerinin etiği bir tilt topu gibi ele aldığı bu sıkıntılı sorunu ele almaya zorlayan şeyin erdem olup olmadığı kesinlikle şüphelidir.

Bu şikayetin uzun hikayesi gerçek bir hukuksal pembe dizidir.

Ekim 2016'da Paris başsavcılığı, Maliye Bakanlığı'nın « Fransa ile Suriye arasındaki yasadışı mali ilişkiler » şikayeti üzerine bir ön soruşturma başlattı. Bu soruşturmada, Lafarge ve bağlı kuruluşu Lafarge Cement Syria'nın (LCS) önde gelen dokuz yöneticisinin duruşmadaki ifadeleri, ülkenin yeniden inşası sürecinde stratejik avantajını kaybetmemek amacıyla grubun Suriye'de sahip olduğu çimento fabrikasını terk etmeme konusundaki inatçılığını içeriden anlatıyor.

2016 yılında Sherpa adlı STK ve fabrikanın on bir Suriyeli eski çalışanı Fransa'da, insanlığa karşı suçlarda suç ortaklığı, terör örgütünü finanse etme, başkalarının yaşamını kasıtlı olarak tehlikeye atma, başkalarının emeğinin sömürülmesi ve onursuz çalışma koşulları suçlamasıyla Lafarge, onun Suriyeli yan kuruluşu ve yöneticileri hakkında şikayette bulundu. 2017 yılında bir soruşturma açıldı ve savcı soruşturmaya yeni bir suçlama olan ambargo ihlali suçlamasını da ekledi.

2017'nin sonu ile 2018'in ortası arasında, birçok eski Lafarge yöneticisi hakkında, terör örgütünü finanse etmek de dahil olmak üzere çeşitli suçlamalarla kişisel olarak adli soruşturma açıldı. Haziran 2018'de Lafarge şirketi, insanlığa karşı suçta suç ortaklığı, ambargo ihlali, başkalarını tehlikeye atma ve terör örgütünü finanse etme suçlamalarıyla soruşturma açıldı.

2022 yılında, müzakereler ve yönlendirmelerin ardından temyiz mahkemesi, Lafarge SA'nın insanlığa karşı suçta suç ortaklığı ve Suriyeli çalışanlarının hayatlarını kasten tehlikeye atma iddiasıyla soruşturulmasını onayladı. Şirket bunun üzerine yeniden Yargıtay'a başvurdu. Terörizmi finanse etme ve insanlığa karşı suçlara ortaklık suçlamaları farklı temyiz mahkemeleri tarafından onaylanmış olsa da Lafarge hala başkalarının hayatlarını tehlikeye atma iddiasına itiraz etmeye çalışıyor.

Dolayısıyla, 19 Eylül'de Yargıtay'ın Lafarge'ın başkalarının hayatlarını tehlikeye atma olgularına ilişkin soruşturmanın sürdürülüp sürdürülmeyeceği konusunda karar vermesi söz konusuydu.

Suriye’de Lafarge

2007 yılının sonunda Lafarge, Mısırlı şirket Orascom'dan Suriye'nin kuzeydoğusundaki Rakka'ya 87 km uzaklıktaki Celabiya'da inşaatı devam eden bir çimento fabrikası satın aldı. Bu, Lafarge Cement Syria için 600 milyon Euro'nun üzerinde bir yatırımdı. Grubun Suriye'de yerleşebilmesi için iktidarın yakın desteğine ihtiyacı vardır. Ülkenin en büyük zenginlerinden biri olan Firas Tlass ise hissedar olur. Firas, 1972-2004 yılları arasında ordu subayı ve Suriye Savunma Bakanı olan Mustafa Tlass'ın oğludur. Daha sonra DGSE ile sürdürdüğü bağlantıları nedeniyle söz konusu sorunda önemli bir şahsiyettir.

2010 yılında hizmete açılan Celabiya tesisi, Suriyeliler ile Fransızları istihdam etmektedir. 2013-2014 yılları arasında Suriye'de çatışmalar yoğunlaştı ve IŞİD çimento fabrikasının yakınındaki bölgeleri ele geçirdi. Ancak üretimin durdurulması söz konusu değildi. Bu nedenle şirketin, faaliyetlerini sürdürmek için Suriye'deki yan kuruluşu aracılığıyla aralarında IŞİD'in de bulunduğu silahlı gruplara ve aracılara yaklaşık 13 milyon euro ödediği iddia ediliyor. Buna, şirketin onlara sattığı betonlar dahil değildir.

Tehlikelerin farkında olan tesis yönetimi, Fransız çalışanlarını ülkelerine geri gönderdi. Fabrikanın işleyişi bu durumda yalnızca otuz civarındaki Suriyeli çalışana kalır. Bunlar düzenli olarak tehdit edilirler, ardından Ekim 2012'de dokuz fabrika çalışanı çimento fabrikasına giderken kaçırılır. Lafarge onları kurtarmak için 200.000 dolar fidye öder. Firas Tlass, 2013'ten itibaren IŞİD'in kontrolündeki kontrol noktalarında kamyonların fabrikaya girip çıkmasına izin vermek için rüşvet veren aracı konumuna gelir.

Müzakereler, aralarında iki eski asker ve tesisin güvenliğinden sorumlu iki istihbarat uzmanının da bulunduğu Lafarge yöneticileri tarafından yürütülür. Bu aşamada endüstriyel ve askeri programlar bir bütün haline gelir.

Üç yıl süren iç savaşın ardından 29 Haziran 2014'te İslam Devleti halifeliği ilan etti. Aynı gün Rakka'da bir Lafarge yöneticisi, tesis çalışanlarının güvenliğini görüşmek üzere bir « İslam Devleti yetkilisi » ile randevu aldığını üstlerine e-posta yoluyla bildirir. Ardından Firas Tlass da IŞİD yöneticileriyle bir toplantı yapar. 20 Temmuz 2014'te şöyle yazmaktadır: « Masaya şu öneriyi koydum: Hammadde ve personelin serbestçe geçişi için ayda 10 milyon Suriye lirası. » Bu, 25.000 Euro'ya karşılık gelen bir tutardır.

IŞİD'in 19 Eylül 2014'te fabrikaya saldırıp işgal etmesiyle bu uzlaşma bozulur. Çimento fabrikasında kalan 27 kişi fabrikayı kendi olanaklarıyla terk etmeyi başarır. 2015 yılında tesis Kürtlerin eline geçer.

Ancak 2011 ile 2014 arasındaki dönemin tamamı boyunca Celabiya fabrikası, tüm Fransız istihbaratı, DGSE (Dış Güvenlik Genel Müdürlüğü), DGSİ (İç Güvenlik Genel Müdürlüğü) ve DRM (Askeri İstihbarat Müdürlüğü) için bir üs görevi gördü. Tüm şirketler ve büyükelçilikler pılısını pırtısını toplayıp gitmişken, bunların tamamı bölgeye ayak basmaktan çok mutluydu. 2011 ile 2014 yılları arasında Lafarge’ın güvenlik yöneticileri ile bir DGSE memuru arasında en az on iki toplantı gerçekleştirildi. Lafarge'ın Suriye'deki faaliyetlerinin sürdürülmesi, devletin istihbarat servislerinde somutlaşan çıkarları ile grubun yeni fabrikalarını terk etme konusunda isteksiz olan yöneticilerinin açgözlülüğünün buluşmasının sonucudur.

Suriye'deki Lafarge olayı, hem çimento şirketinin hem de istihbaratın şüpheciliğinin -eğer hala gerekiyorsa- bir işaretidir.

Devrimcileri desteklediğini iddia eden Fransız devletinin, istihbarat teşkilatlarının ve sanayicilerinin asıl hedefi, sömürgeci girişimin şekillendirdiği Ortadoğu'da Fransa’nın gücünü sürdürmekti. Ama aynı zamanda bu, insani bedeli ne olursa olsun, hatta karşı-devrimci güçlerin finansmanı pahasına da olsa, stratejik sektörlerin egemenliğinin ve devletin güvenliğinin sağlanması anlamına da geliyordu. Lafarge ve DGSE'nin sorumluluğu birbirinin üzerine yıkmaya çalıştığı bu davada gizlene n şey, Suriye’deki mevcut kaostaki ortak suçluluklarıdır.

Çoğunlukla birbirinin ürünü olan savaşlar ve ekolojik felaketler DGSE'nin arka planını ve ana faaliyet alanını oluşturmaktadır. İstihbarat servisleri ve sanayi ile ittifak halindeki askeri güç, sömürge egemenliğini sürdürme açık amacı ile manipüle edilecek rejimlerden, el konulacak kaynaklardan ve kışkırtılacak darbelerden oluşan, halkların olmadığı bir dünya şeklindeki emperyal vizyonu somutlaştırıyor.

{{Başka mekanlar ve başka zamanlarda}}

İkinci Dünya Savaşı sırasında Lafarge, daha önce Üçüncü Reich ile de işbirliği yapmıştı. O dönemdeki yöneticisi Vichy hükümetine katıldı ve Atlantik Duvarı'nın inşasında büyük çaba gösterdi. Grup, İkinci Dünya Savaşı sırasında Cezayir, Tunus ve Fas'taki faaliyetleri sayesinde ayakta kalabildi. Fransa’nın düşman işgalinden kurtuluşundan sonra Lafarge, Nazi Almanyası'nda bir sivil ve askeri mühendislik grubu olan Todt adlı oluşuma çimento teslim etmekle suçlandı. Sadece Ardèche'deki Viviers ana fabrikasına el konuldu ve bu karar Haziran 1946'da kaldırıldı.

Çok daha sonrasında şirket, Donald Trump'ın Meksika ile ABD arasına duvar inşa edilmesi talebine olumlu yanıt verecektir.

Ayrıca Lafarge-Holcim, bir araştırmada [Greenpeace araştırması->https://www.greenpeace.ch/fr/communique-de-presse/60085/lafargeholcim-pollution-maladies/] ortaya konulduğu gibi birçok ülkede çevre kirliliği ve insan hakları ihlallerinden sorumludur. Çimento üretim süreci malzemelerin ısıtılmasını gerektirdiğinden, çimento fabrikaları fırınlarında her türlü yakıt yakılmaktadır: lastikler, solventler, petrol koku, evsel ve tıbbi atıklar, plastik vb. Örneğin Brezilya, Hindistan, Sırbistan, Kamerun'da fabrikaların atmosfere saldığı zehirli toz bulutları ciddi solunum yolu hastalıklarına neden olmaktadır. Fransa'da da farklı gruplar son yıllarda çeşitli Lafarge-Holcim tesislerinin neden olduğu kirliliğe işaret ettiler. Aude'taki Port-la-Nouvelle'de bölge sakinleri tozların her gün solunum yollarından başlayarak her yere sızdığını bildiriyor. Lafarge, Paris'te, üretimi sırasında oluşan artık çimento ve plastik çamurunu Seine Nehri'ne döküyor ve şirket hatasını kabul etse de birçok dernek, uygulamanın eskiden beri yaygın bir şekilde sürdürüldüğünü belirtmektedir. Marsilya yakınlarındaki Bouc-Bel-Air'de bulunan Lafarge çimento fabrikası, 1958'deki açılışından bu yana, son yıllarda daha da yaygınlaşan sarımsı duman bulutları salmaktadır. İnce parçacıklar, amonyak ve kükürt dioksit içeren bu toz dumanları son derece zehirlidir ve ciddi solunum sorunlarına ve göz tahrişine neden olmaktadır.

Topraktan çıkarılmasından üretime kadar çimento endüstrisi gezegeni en çok kirleten endüstrilerden biridir. Bununla birlikte, Kasım 2022'deki COP27 sırasında Emmanuel Macron, karbondan arınma için mali yardım sözü verdiği, ülkede çevreyi en çok kirleten 50 tesisin yöneticilerini kabul etti, ancak Fransız ekonomisinin amiral gemisi olan sanayicileri ürkütmemek için herhangi bir bedel talebinde bulunmadı. Adaletin yetersizliği ve Devletin çimento üreticisine sarsılmaz desteği karşısında, son yıllarda üretim zincirlerini durdurmaya yönelik birçok eylem gerçekleştirildi. Kuşkusuz bu, neredeyse sistematik olarak yasal işlemler başlatan şirketin hoşuna gitmemektedir.

Aktivistler, Lafarge-Holcim'in İsviçre'deki taş ocaklarından birini genişleteceği araziyi altı ay boyunca işgal etti. Lafarge, Holcim ile birleşmesinden bu yana (ona kirli geçmişini silme olanağı tanıyan yeni bir isim kazandıran birleşme) şirket merkezini bu komşu ülkeye taşıdı. Bu işgalin ardından çok sayıda kişi tutuklandı, yargılandı ve para cezasına çarptırıldı.

Jérémy, Cenevre'de Lafarge ile ilgili bir olayda baskıyla karşı karşıya kaldı. Yargı, Jérémy’yi Ocak 2022'de Lafarge-Holcim'e ait Sézegnin çakıl ocağında iki aracı ateşe vermek ve inşaat makinelerini sabote etmekle suçluyor. 15 Mart 2022'de tutuklandı.

Sırbistan'da yurttaşlardan oluşan bir dernek 2015'ten beri faaliyet göstermektedir. Üyeleri şirketin misilleme tehdidi karşısında isimlerini gizli tutarak mücadele etmektedirler.

Hindistan'da insanlar şirketin bölgeye yerleşmesini engellemeye çalıştı, ancak şirket uzun süren bir hukuki mücadele süreci ve bazı yerel seçilmişlerin desteğiyle nihayet yeni bir taş ocağı tesis etmeyi başardı. Ve bunu, bu bölgede Khasi Kızılderili topluluğunun, kabile dışından kişilerin toprak edinimini çok zorlaştıran bir hakka sahip olmasına rağmen yaptılar. (https://multinationales.org/fr/actualites/dans-le-nord-est-de-l-inde-lafarge-face-aux-populations-indigenes )

Fransa'da çeşitli kolektifler, farklı zamanlarda Gennevilliers, Pantin, Perpignan, Bouc-Bel-Air vb. yerlerdeki birçok Lafarge-Holcim tesisini işgal etti, engelledi veya sabote etti.

Zekamız, satın alınabilir sinizmlerine karşı mücadele etmek isteyenlerin eylemleri sırasında çimento şirketinin kaybettiği birkaç kuruşu, her yıl götürdükleri yaklaşık 15 milyarla karşılaştırmamıza engel oluyor. Ancak iktidar tarafından körleştirilen, neoliberal ideoloji ve devlet mantığıyla avunan şirketler grubu, her ne kadar insanlığa karşı işlenen suçlara suç ortaklığı yapmakla suçlansa da, onlardan nefret etmemiz gerçeğine kızmaya cesaret ediyor ve hatta şikayetçi dahi olabiliyor. Aralık 2022'de Bouc-bel-Air'de yaşanan eylem sonrasında, 5 ve 20 Haziran 2023 tarihlerinde Aix-en-Provence jandarma teşkilatı ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile Fransa’nın dört bir yanında ortak bir polis operasyonu gerçekleştirildi. Örgütlü bir çete ve suç örgütü halinde tahrip etme suçundan otuza yakın kişi yakalandı ve gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan ikisi için 11 Temmuz'da dava açıldı.

Soruşturma halen devam ediyor ve soruşturmanın büyük ölçüde DGSİ’den güç aldığı aşikardır.

Bir terörist oluşumu finanse etmekle suçlanan Lafarge şirketi, dolayısıyla bugün artık Fransız polisinin terörle mücadele biriminin hizmetlerinden yararlanıyor. Fransız yargı sistemi, terör örgütünü finanse etmekle suçlanan bir şirkete verilen maddi hasara ilişkin soruşturmayı SDAT'a (Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü) emanet etmeyi tercih ediyor: tam bir küstahlık.

Bu, Fransız gücünün stratejik çokuluslu şirketlerinden biriyle iyi ilişkiler sürdürme kaygısıyla Suriye çölünde bozulan dostluğu onarmaya çalışan bir siyasi iktidarın verdiği açık desteğin yeni bir kanıtı değil mi? Terör örgütüyle bağlantılı olduğu yönündeki suçlamaların anlamsal ve hukuksal olarak tersine çevrilmesine yönelik bu girişim, çokuluslu şirketin onurunu aklayabilir mi? Yoksa bu durum, şirketin ulusal çıkardan kaynaklanan satın alınabilir sinizminin yeni bir kanıtı mı olacak?

Baskının bu kadar şiddetli olmasının nedeni belki de bu tür eylemlerin sonuç veriyor olmasındandır.

Yargıtay'ın Suriye'deki Lafarge olayındaki yeni bir dönemeç hakkında karar vermesi beklenirken, yedi yıldır süren yargılamaların ardından Lafarge'ın, Fransız istihbaratı ve ordusunun desteğiyle gezegeni mahvetmeye ve hatta sefalet ve kaos yaratmaya devam edeceği ve bunu engellemek için adalete güvenemeyeceğimiz açıktır.

Kaynakça:

https://www.la-croix.com/Economie/Entreprises/Lafarge-entreprise-familiale-devenue-groupe-mondial-2017-04-24-1200842065

https://lundi.am/Marseille-l-usine-Lafarge-de-la-Malle-envahie-et-sabotee-par-200-activistes

Lafarge ve çevre kirliliği:
https://www.francetvinfo.fr/monde/environnement/paris-ce-que-l-on-sait-de-la-pollution-de-la-seine-reprochee-au-cimentier-lafarge_4091271.html

https://marsactu.fr/a-bouc-bel-air-la-cimenterie-lafarge-forcee-de-reduire-ses-sulfureux-rejets/

https://reporterre.net/Les-odeurs-sont-indescriptibles-pres-de-Marseille-les-voisins-d-une-cimenterie-suffoquent

https://www.lindependant.fr/2022/12/27/pollution-ce-quil-sest-passe-les-23-et-24-decembre-a-lusine-lafarge-de-port-la-nouvelle-10891464.php

https://www.greenpeace.ch/fr/story-fr/60155/lafargeholcim-pollution-environnement-maladies/

https://www.zonebourse.com/cours/action/HOLCIM-LTD-2956274/actualite/Holcim-se-defend-d-accusations-de-pollution-d-une-cimenterie-serbe-35776688/

https://www.rts.ch/info/sciences-tech/environnement/13238681-holcim-poursuivi-en-justice-pour-sa-responsabilite-dans-la-crise-climatique.html

https://www.ledauphine.com/edition-bourgoin-la-tour-du-pin/2020/02/11/plus-de-ciments-et-moins-de-pollution-pour-lafargeholcim

https://www.francebleu.fr/infos/environnement/decarbonation-emmanuel-macron-reunit-les-industriels-les-plus-polluants-1667907454

https://www.francebleu.fr/infos/environnement/la-cimenterie-lafarge-de-martres-tolosane-parmi-les-50-sites-industriels-les-plus-polluants-de-1667837961

https://www.publiceye.ch/fr/a-propos-de-public-eye/prix-dinvestigation/comment-holcim-pollue-lair-en-serbie-en-toute-impunite

Suriye’de Lafarge ile ilgili:

https://www.asso-sherpa.org/affaire-lafarge-syrie

https://www.leprogres.fr/faits-divers-justice/2021/09/08/lafarge-accuse-de-financer-le-terrorisme-un-dossier-explosif-pour-le-geant-du-ciment

https://www.lemonde.fr/international/article/2022/10/19/financement-de-terrorisme-lafarge-paie-pour-eteindre-les-poursuites-aux-etats-unis_6146446_3210.html

https://theconversation.com/syrie-pourquoi-le-groupe-lafarge-est-il-reste-si-longtemps-malgre-la-guerre-166064

https://www.radiofrance.fr/franceinter/podcasts/l-interview/l-interview-de-secrets-d-info-du-samedi-01-avril-2023-4274490

https://www.liberation.fr/societe/police-justice/lafarge-en-syrie-la-collaboration-secrete-entre-le-cimentier-et-le-renseignement-francais-au-coeur-dun-documentaire-20230331_4AZ5RK6NLBH27O37WGPR5MDZPM/

https://www.lemonde.fr/international/article/2017/09/20/ce-que-revele-l-enquete-judiciaire-sur-les-agissements-du-cimentier-lafarge-en-syrie_5188546_3210.html

https://www.lemonde.fr/proche-orient/article/2016/06/21/comment-le-cimentier-lafarge-a-travaille-avec-l-etat-islamique-en-syrie_4955039_3218.html

https://www.lemonde.fr/international/article/2016/06/21/l-usine-lafarge-en-syrie-est-devenue-une-base-des-forces-speciales-occidentales_4955033_3210.html

https://www.francetvinfo.fr/monde/proche-orient/offensive-jihadiste-en-irak/video-un-echange-de-mails-revele-que-lafarge-versait-25-000-euros-par-mois-a-daech_2667508.html

https://www.radiofrance.fr/franceinter/podcasts/secrets-d-info/lafarge-en-syrie-du-ciment-a-tout-prix-8939773

https://www.radiofrance.fr/franceinter/podcasts/l-interview/l-interview-de-secrets-d-info-du-samedi-01-avril-2023-4274490

https://www.youtube.com/watch?v=au1x7EWCtqA

https://www.guillaume-dasquie.fr/?s=lafarge

https://www.aa.com.tr/en/world/anadolu-agency-accesses-documents-showing-french-intelligence-aware-of-lafarge-financing-daesh-isis/2357992

https://en.wikipedia.org/wiki/Firas_Tlass

https://en.wikipedia.org/wiki/Mustafa_Tlass

https://www.liberation.fr/france/2017/12/14/firas-tlass-partenaire-local-de-lafarge-en-syrie_1616777/

https://english-alarabiya-net.translate.goog/articles/2012/07/26/228550?_x_tr_sl=auto&_x_tr_tl=en&_x_tr_hl=en-US&_x_tr_pto=wapp

(https://lessoulevementsdelaterre.org sitesinde Eylül 2023 tarihinde yayınlanan Fransızca yazıdan Türkçeleştirilmiştir https://lessoulevementsdelaterre.org/blog/lafarge-daesh-et-la-dgse-la-raison-d-etat-dans-le-chaos-syrien)