Skip to main content

Bir, iki, üç... Daha fazla İsrail!

20 Ocak 2010 tarihinde, Hamas’ın askeri kanadı İzzettin El Kassam Tugaylarının kurucularından Mahmud El Mabhuh, Dubai’de bir otelde ölü bulunur. Dubai Emniyet Müdürü Dahi Halfan Tamim, Hamas liderinin öldürülmesinin %99 Mossad’ın işi olduğunu düşündüklerini açıklar.

Güvenlik kameralarından yapılan çalışma sonucunda İngiltere, İrlanda, Almanya, Fransa ve Avustralya’ya ait çalıntı ya da sahte pasaportları kullanan ve 11 kişiden oluşan bir MOSSAD timinin olayda görev aldığı belirlenir. Ürdün pasaportlu Fares El-Benna sahte kimlikli kişinin Novakşot’taki evine Ocak 2012’de düzenlenen baskında ele geçen belgelerde, söz konusu ajanın Dubai’daki suikaste bizzat katıldığı belirlendi. Söz konusu evde yapılan aramalarda belgelerin yanı sıra, sahte pasaportlar, kredi kartları ve en son nesil gelişmiş haberleşme cihazları da ele geçirildi.

Söz konusu casusun ayrıca, Etiyopya Havayollarının ET409 sefer sayılı uçağının 24 Ocak 2010 tarihinde Beyrut’tan Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa için kalkışından 5 dakika sonra Mossad tarafından yerleştirilen bir bombayla düşürülmesi olayına da karıştığı belirlendi. Beyrut’un on kilometre güneyinde Na’ameh’te düşen 737-800 tipi uçakta, aralarında 3 Fransız’ın (biri Büyükelçinin karısı) da bulunduğu toplam 90 yolcu bulunuyordu. 54 Lübnanlı yolcunun çoğunluğu Şii’ydi. Kaza sonrasında Hizbullah’ın denetimindeki Sur kentindeki ana caddelere yas için siyah bayraklar asıldı. Bazı kaynaklara göre, yolcular arasında Tacettin ön adlı Hizbullah’ın Afrika sözcüsü de vardı.

Daha önceki yazılarımızda da anlattığımız üzere, yakın zamanın darbeci generallerinden oluşan bugünkü Moritanya yönetimi, cılız ordusuyla Amerika’nın ve kolonyalist batının, Sahra’da ‘şer eksenine’ karşı yürüttüğü ‘haçlı’ mücadelesinin ‘Batı Afrika’ ayağında sacayağı işlevine soyunmaktadır. Bu kapsamda Amerikan (Operation Enduring Freedom – Trans Sahara ‘OEF-TS’ kapsamında) ve Fransız Ordularıyla karşılıklı işbirliği anlaşmaları çerçevesinde Moritanya Ordusu üst düzey subaylarına askeri eğitim verilmektedir. Moritanya Ordusu, 2010 Eylül’ünde Fransız rehineleri kurtarmak için hızını alamayıp Mali sınırını aşmış ve El Kaide ile çatışmaya girmiştir.

Cezayir’den sonra AQMI (Islami Mağrep El Kaidesi)’nin en etkin olduğu coğrafyalardan biri olan Moritanya’da, bugüne kadar batılı hedeflere karşı önemli saldırılar düzenlendi. Bunların arasında, 8 Ağustos2009’da Fransız Elçiliğine düzenlenen intihar saldırısı, 2011’de Nuadhibu-Novakşot karayolunda sivil toplum kuruluşu çalışanlarından oluşan konvoyun güpegündüz durdurularak 3 İspanyol sağlık görevlisinin Mali’ye kaçırılması, Michel Gemaneau adlı Fransız vatandaşının 19 Nisan 2010’da kaçırılıp üç ay sonra infaz edilmesi gibi eylemler sayılabilir.

El Kaide içerisindeki Moritanyalılar

Pakistan istihbaratının geçen yıl ele geçirdiği Ebu Yunus El Moritani kod adlı Abdurrahman Uld Muhammed El Hasan Uld Muhammed Salem Uld Abdülcelil’in, El Kaidenin askeri harekat sorumlusu olduğu anlaşıldı. Alınan bilgiye göre Moritanyalı yönetici, Amerika ve Avrupa’da yürütülen silahlı eylemleri doğrudan yönetiyordu. 1981 yılında Suudi Arabistan’da dünyaya gelen El Moritani, çocukluğunda Butilimit’in 100 kilometre uzağındaki bir ilçede kuran kurslarına devam etti. Ebu Yunus, Dünya Ticaret Merkezi saldırısından sonra 2001 sonunda Afganistan’a gitti. 2004’te GPSC saflarına katıldı. El Kaide içerisinde hızla üst düzeye yükseldi. Bukayil’e yerleşerek Sahra kâtibesinin müftüsü oldu. 2005 yılında Ebu Yunes El Moritani 15 Moritanyalı askerin ölmesiyle sonuçlanan Lemgayti saldırısına katıldı. Bu saldırı onun için bir dönüm noktasıydı çünkü doğrudan kendi ülkesinin ordusunu hedef almıştı. El kaide içerisindeki diğer yöneticileri (özellikle de Cezayir asıllı olanları) düzenlenen eylemlerde, asıl batılıların ve Amerikalıların hedef alınmasına ikna etmek için çok çaba harcadı. 2006’da büyük tehlikeleri göze alarak bir başka selefi eylemci ‘Leyla’ ile evlenmek üzere Novakşot’a gitmesine karşın, Moritanya polisinin İslamcılara karşı düzenlediği yoğun tutuklama kampanyası nedeniyle amacını gerçekleştiremedi. Haziran 2006’da Leyla evinde tutuklandığında, Yunus El Moritani az ötede aptes almakla meşguldü. 2006 yılı sonu ve 2007 yılı başlarında El Kaide’nin önde gelen isimlerinden biri haline geldikten sonra en önemli görevlerinden birini yerine getirdi. GSPC’nin (Çağrı ve Mücadele için Selefi Grup) El Kaide’ye katılma iradesini belirten mektubunu iletti ve Afganistan dağlarına giderek Bin Ladin ile görüştü. GSPC isim değiştirerek AQMI (Islami Mağrip El Kaidesi) adını aldı. El Moritani, yakalanmadan önce Afganistan’dayken yine El Kaide’de üst düzey yönetici olan Moritanyalı arkadaşları Numan el-Libii ve Abu Yahya el-Libii ile karşılaştı.

AQMI’ye dönüşen GSPC’nin katı yapısı ve sıkı hiyerarşik düzeni aynen korundu. Başlangıçta GSPC’nin kumanda yapısı 9 ana bölgeden oluşuyordu. “Çölün İslam İmparatorluğu”nun tamamına yayılan her bölgenin ayrı milisleri bulunmaktaydı. Belauar ya da Halit Ebu Al Abbas kod adlı Muhtar Belmuhtar Sahra bölgesinin sorumlusuydu. Komutanlığın dokuzuncu bölgesini oluşturan ve son olarak AQMI’nin Güney Bölgesi ilan edilen bu geniş sahaya bugüne kadar “Çöl emirliği” El Mulathamun Katibatı (sarıklılar falanjı) gibi birçok ad verildi. Örgütsel hiyerarşinin en tepesinde farklı bölgelerin falanjları nezdinde seçilmiş bulunan emirlerden oluşan merkez komite (saygınlar meclisi) bulunmaktadır. Karar alma süreci ve hareketin yöneticisi emir’i (genel emir) seçme yetkisi bu konseydedir. Bu konseyi oluşturma fikri, iç tartışmaları ve o dönem örgütü sarsan tasfiye sürecini önlemek için GSPC döneminde oluşmuştur. Bu konseye seçilecek kişilerin gibi zorunlu olarak deneyim, harekette eski olmak ve “dindarlık” gibi bazı koşulları yerine getirmeleri gerekmektedir.

AQMI’nin ikinci yönetim organı Danışma Meclisi’dir. Bu meclis, farklı alanlarda (iletişim, askeri, sağlık, dış ilişkiler v.b.gibi) oluşturulan komitelerin başkanlarından ve daha önce saydığımız saygın kişilerden oluşmaktadır. Bu meclis örneğin bazı hassas konulara ilişkin kimi uzmanların görüşüne başvurabilir.

Çölün teğmenleri

AQMI, El Kaide’ye bağlı hareketler arasındaki en etkin ve en medyatik örgüt olarak kabul edilmektedir. El Kaide’nin mağribi kolu çok geniş bir bölgeyi denetimi altında tutmaktadır. Güney bölgesi iki katibat (falanj)’tan ve iki sariyat (askeri birlik) ‘tan oluşmaktadır. Ancak denetim altında tutulan bölgelerin çeşitliliği, sorumlu olunan bölgenin güvenliğini almak ve devriye harekatlarını sağlamak için kimi zaman yeni askeri birliklerin oluşturulmasını gerektirmektedir. Bu esnek askeri yapı sayesinde, komutası Cezayirli Yahya Ebu Hamam (Cemal Okaşa)’ a verilen Al Furkan sariyatı gibi askeri birlikler kısa sürede oluşturulabilmiştir. Yine aynı koşullar altında, Tuareg’li genç bir cihatçı olan Malik Ebu Abdülkerim tarafından yönetilen bir başka Sariyat kurulmuştur.

Güney bölgesinin iki büyük katibatı olan El Mulathamun ve Tarık Bin Ziyad,  Muhtar Belmuhtar ve Abdülhamid Ebu Zeyd tarafından yönetilmektedir.

AQMI’nin güney bölgesinin başlıca yöneticilerinden söz etmemiz gerekirse:

1.Abdülmalik Drukdel ya da Ebu Musaab Abdül Vedud

AQMI’nin genel emiri, yani örgütün bir numaralı yöneticisidir. 1970 doğumlu Cezayirli yönetici, 1990’lı yılların başında cihada başlamıştır. Cezayirli GSPC örgütü içerisinde hızla yükselmiş ve 2004 yılında bu örgütün yöneticisi konumuna yükselmiştir. GSPC’nin AQMI’ye dönüşmesinin mimarları arasındadır. Batılı istihbarat örgütlerince, Cezayir’de BM binalarına karşı düzenlenen bombalı intihar eylemlerinin planlayıcısı olmakla suçlanmaktadır.

2. Musa Ebu Davud :

Eski GSPC teğmeni bu zat, Abdülmalik Drukdel’e çok yakın bir isim olarak bilinmektedir. Güney Bölgesinin eski emiri olan Yahya Javadi’nin yerine bölgenin yeni komutanı olarak atanmıştır. Ancak Cezayir’i güvenlik nedeniyle bir türlü terk edemediği için görev yerine gidememiştir.

3. Nebil Mahlufi ya da Nebil Ebu Alkama :

Abdülmalik Drukdel’in yardımcılarından biri olan bu kişi Musa Ebu Davud gelene kadar Güney Bölgesinin komutasını üstlenmektedir.

4. Yahya Cevadi ya da Ebu Ammar:

AQMI’nin en önemli bölgelerinden biri olan “Çöl emirliği”nin komutanıdır. Bölgede çok güven duyulan ve güven kazanmış bir yöneticidir. Diğer arkadaşları gibi Cezayirlidir.

5. Abdülhamid Ebu Zeyd:

Tarık Bin Ziyad katibatının teğmenidir. Gerçek ismi Kadir Mahmut’tur. 1957 doğumlu Ebu Zeyd cihatçıların en kıdemlisi olarak bilinmektedir. İsmi, bölge istihbarat teşkilatlarının en çok arananlar listesinde sıklıkla anılmaktadır.

6. Cemal Ukaşa ya da Yahya Ebu Alhamam:

Başkent Cezayir’in yakınında 1978 yılında doğan Cemal, El Furkan Sariyatının kumandanıdır. Birçok kişi örgüt nezdinde çok kilit bir konumda olduğuna inanmaktadır. Moritanya, onu ordusuna karşı düzenlenen saldırıları planlamakla; Fransa devleti tarafından ise, vatandaşı Michel Germano’yu infaz eden kişi olarak suçlanmaktadır.

AQMI’nin Müttefikleri

AQMI çölde etkinliğini sürdüren birçok silahlı grupla “işbirliği ve yardımlaşma” ilişkisi içerisindedir. AQMI’nin belli başlı müttefikleri arasında aşağıdaki oluşumlar sayılabilir:

1. Ansar Edin Hareketi : 90’lı yıllarda Azawad Halk Hareketi(MPA)’nın başında olan eski isyancı Tuareg İyad Ag Ghali tarafından kurulmuş selefi eğilimli bir silahlı gruptur. Ag Ghali, Bamako yetkilileriyle ilişkilerini koparmadan önce Mali yönetiminin üst kadrolarında görev almış biridir. Kimilerine göre Ag Ghali Bamako yönetimine karşı cihat ilan eden ve Mali Ordusuna karşı silahlı gruplarıyla savaşı başlatan ilk o olmuştur. Ag Ghali, Azawad Çölü’nde çok etkin olan bir tuareg aşireti olan Ifoghas’lardan gelmektedir. Bu hareket son ‘kurtuluş savaşı’ sırasında üyelerinin birçoğunu kaybetmiştir. Ag Ghali, ideolojik kökenleri nedeniyle AQMI ile yakın bir ilişkiye girebilmiştir. Bu da çoğu kimseyi Ansar Edin hareketinin AQMI’nin gerisinde saklandığı bir vitrin oluşumu olduğunu söylemeye itmiştir. Mali topraklarının genelinde şeriatı yaygınlaştırma iddiası gibi toplumsal bir projesi vardır. Eski bir diplomat olarak uluslararası meşruiyet arama kaygısından uzakta olduğunu göstermektedir. Bu durum da yeni bir devlet oluşumu için savaşan Azawad’ın Kurtuluşu için Ulusal Hareket ile arasındaki fikir ayrımını oluşturmaktadır. Bu hareketin üyeleri, Tumbuktu kentinde UNESCO tarafından korumaya alınmış camileri ellerindeki RPG7’lerle tahrip ederek Tanrı önünde imanlarının nereye kadar varabileceğini teyit etmişlerdir.

2. Batı Afrika’nın Bütünlüğü ve Cihat Hareketi (Mujao) :  Ekim 2011’de AQMI’den ayrılan Arap cihatçıları tarafından kurulmuş bir İslamcı silahlı gruptur. Bu örgüt bu yıl 5 Nisan’da Mali’nin kuzeyinde altı Cezayirli diplomatın kaçırılması eyleminden sorumludur. Kimi gözlemcilere göre örgütü yöneten kişinin Fetva Komisyonu Başkanı Moritanyalı Hamada Uld Muhammed Khaïry olduğu söylense de,  hareketin emiri Ahmet Uld Amar’dır.

3. İslami Adalet için Sahra’nın Evlatları Hareketi (MSJI) : Bu örgüt 17 Ekim 2007’de kurulmuştur. Hareket, In Amenas bölgesindeki bir Cezayirli petrol şirketini hedef alan birçok eyleme imza atmıştır. Örgüt Cezayir yönetimi ile siyasi pazarlıklar yürütmüş ve bu görüşmeler yüzünden hareket iki fraksiyona ayrılmıştır. Fraksiyonlardan biri, ‘Cezayir’de İslami adaleti tesis etme çabalarına katkı için’ AQMI’ye katılma kararı almıştır.

Küresel sistemin askeri merkezi ABD’nin, doğrudan müdahalelerin finansal ve siyasal maliyetlerini indirgemek üzere Dünyanın dört bir yanında yeni İsrail’ler yaratma stratejisi çerçevesinde, Afrika’nın doğusunda Etiyopya’dan sonra batısında da Moritanya’nın bu role uygun görüldüğü anlaşılıyor. İslami Cumhuriyetin Başkenti Novakşot’ta Mossad ve CIA ajanları cirit atıyor.

Sahnedeki sığ ve ucuz delikanlı ‘one minute’ aldatmacalarına karşın, hâlâ İsrail’in bölgedeki yedeği ve biricik güvencesi olmaya devam eden ülke yönetimimizin, Amerika Birleşik Devletlerinin zorlamasıyla, özellikle El Kaide örgütü veri tabanı ekseninde bilgi alışverişini sağlamak amacıyla, Şubat 2012’de Moritanya ile ‘terör ve örgütlü suçların önlenmesine yönelik’ güvenlik işbirliği anlaşması imzalaması bu varsayımlarımızı daha da güçlendiriyor.

Yuvarlak Dünyanın dört köşesinde sınır tanımayan sermayenin halkları sömürmesine elverişli verimli‘alanların’ istikrarı için yeni jandarmalar, yeni İsrail’ler yaratma stratejisi hız kesmeden sürdürülüyor.