Skip to main content

İn Amenas

 Libya sınırındaki İn Amenas ilçesine bağlı Tiguentourine’de Ocak 2013 tarihinde düzenlenen terör saldırısı sonrasında, yeni güvenlik önlemlerinin alınmasıyla birlikte üç uluslararası petrol şirketi nihai olarak Cezayir’e geri dönmeyi kararlaştırdı.

In Amenas’ta neler yaşandı?

İki ay öncesinden hazırlık yapan, 42 Yaşındaki Emir Mokhtar Belmokhtar’ın liderliğini yaptığı El-Muaguiine Biddam (kanlarıyla imza atanlar) örgütü, 16 Ocak 2013 şafak vakti, emperyalist Fransız Ordusunun Mali’ye yaptığı askeri müdahaleyi sonlandırmak amacıyla 10 adet 4x4 cipe binen ve Libya’dan edindikleri silahları tepeden tırnağa kuşanan 37 militanla birlikte gaz tesisine baskın düzenledi. 1972 Ghardaia doğumlu Belmokhtar henüz 19 yaşındayken mücahit olarak gittiği Afganistan’da tek gözünü kaybetti, bu yüzden onu tek göz anlamına gelen “Laouar” diye çağırıyorlar. Saldırıdan sonra 22 Ağustos 2013’te Ahmet Uld Amer arasında imzalanan protokolle MUJAO ve El-Muaguiine Biddam örgütleri birleşerek AQMI (İslami Mağrip El Kaidesi) yapısı altında faaliyet gösteren El Murabitun adını aldı.

Sahra Çölünde bulunan İn Amenas kentinin 45 km batısındaki Tiguentourine’de bulunan BP, Statoil ve Sonatrach tarafından ortak işletilen gaz tesislerini terk eden çoğunluğu Japonlardan oluşan yabancı işçileri taşıyan otobüse yapılan saldırıyla başlaması gereken operasyon otobüse eskortluk yapan askerlerin karşı ateşi nedeniyle teröristler için pek de iyi başlamıyor. Çatışmada bir Cezayirli, İngiliz ve üç Japon yaşamını yitiriyor. Bu ilk eylemden sonra ana grup tesisteki işçilerin yaşam kampına yöneliyor ve çok kolay bir şekilde içeriye girmeyi başarıyor (muhtemelen içeride çalışan yerli personelden istihbarat ya da fiili destek alarak). Çoğunluğu Cezayirli, Norveçli, Avusturyalı, Romen, Japon, Fransız, Türk, İrlandalı, Amerikalı ve İngiliz olmak üzere 100 tanesi de yabancı olmak üzere toplam 800 kişi saldırganlar tarafından rehine alınır. Bu arada saldırgan gruptan tahrip eğitimi almış bir tip tesislerin etrafına bubi tuzağı ve mayın yerleştirirler.

17 Ocak’ta, içine rehineleri de doldurdukları beş ya da altı ciple kuşatmayı yarmayı denerler ama Cezayir Ordusuna bağlı bir Mil Mi-24 helikopteri konvoya ateş açar. Üç ya da dört araç vurulur, birçok terörist ve rehine ölür, kurtulan araçlar tesise geri dönmeyi başarır. Helikopter kamp alanına yaklaşırken, Cezayir özel kuvvetleri (GIS), Cezayir Jandarma Özel Harekat (DSI) birlikleri ve 18nci Paraşütçü Komando Alayına bağlı askerler müdahaleye başlayarak kamp alanı içerisinde ilerlerler. İlk çatışmalarda aralarında Abu Al-Baraa’nın da bulunduğu 11 cihatçı öldürülür. Saldırganların dikkatsizliğinden yararlanarak kamp içerisinde saklanan elliye yakın rehine çatışmayla birlikte kamptan kurtulmayı başarırlar. CBS televizyon kanalının kampın üstünde uçtuğunu söylediği insansız hava aracı, aslında Cezayir Ordusuna ait Güney Afrika Cumhuriyeti yapımı Seeker II model uzaktan kumandalı hava aracıdır.

17 Ocak 2013 gecesi, Cezayir Özel Kuvvetleri tesisteki kamp alanını ele geçirir ama birçok saldırganın geri çekildiği üretim alanına bir türlü giremez.

19 Ocak öğlene doğru Cezayir Ordusu ikinci kez saldırıya geçer ve bu kez ona yakın teröristle birlikte olan rehinelerin bulunduğu üretim alanında trajik bir sonla karşılaşır: burada bulunan tüm saldırganlar ve yedi rehine ölür. 

Cezayir İçişleri Bakanının yaptığı açıklamaya göre olayda toplam 32 cihatçı saldırgan ve 37 yabancı rehine ölmüş, 5 cihatçı sağ ele geçirilmiş, 5 yabancı rehine ise kaybolmuştur. Cezayir Ordusu askerlerinden ise sadece 8 asker hafif yaralanmıştır. Cezayir Ordusu operasyonda iki adet Mil Mi 24 helikopteri ve 50 adet T-90 tankı da kullanmıştır.

İn Amenas saldırısı neden yapıldı?

Derin tahlil imkanı olmadığı zır cahillerin en kolay başvurduğu silahtır komplo teorileri. Biz de biraz öyle yapmayı deneyelim. Allahın El Kaidesi koskoca cami dahil Afrika’da vurmadık yapı bırakmazken neden bir türlü Amerikan tesislerine saldırmıyor dediğimiz günlerde, daha henüz uyaroğlu Fransızlar Mali’ye müdahale etmemişken, iki ay öncesinden planlanan böylesi büyük boyutlu bir saldırıya neden gerek duyuldu?

Belmokhtar’ın şahsen katılmadığı ama planlamasını yaptığı bu saldırının amacının Fransa’nın Mali’ye yaptığı müdahaleyi durdurmak ve bunun dışında ABD’de tutuklu bulunan iki El Kaide üyesinin serbest bırakılmasını sağlamak olduğu bizzat örgüt tarafından açıklansa da, işin ardında uluslararası petrol şirketleri rekabeti üzerinden farklı hesapların bulunması da muhtemel. Aralarında Mısırlı, Tunuslu, Kanadalı, Nijerli, Malili ve Moritanyalıların bulunduğu 37 kişi arasında sadece üç Cezayir vatandaşının katıldığı saldırı, Cezayir devletinin Mali müdahalesine fiilen destek vermesine de bir yanıt oluşturuyor.   

Yabancılar geri geliyor

Güneydeki petrol tesislerini korumak için, Cumhurbaşkanı Buteflika tarafından İn Amenas saldırısının hemen ertesi günü oluşturulan güvenli komisyonu raporu temel alınarak yeni güvenlik önlemleri alındı. Söz konusu komisyon katliamı önlemesi gereken güvenlik önlemlerinin başarısız olmasının nedenlerini araştırdı. Özel güvenlik önlemlerine konu olan dört bölge söz konusu: İn Salah havzası ve Adrar Bölgesi, Hassi R’mel, Hassi Messaoud, Tiafti ve İn Amenas merkezlerini içeren güney bölgesi. Dick Cheney’in her hafta sonu özel uçağıyla ziyaret ettiği rivayet edilen Hassi Messaoud’ta ABD’lilerin varlığından olacak, bölgeye özel giriş belgesi, uydudan takip gibi çok daha etkin güvenlik önlemlerinin gündemde olduğunu biliyoruz.

Askeri kaynaklara göre, gelecek aylarda bu güvenlik önlemleri arttırılacak. Bu karar üç petrol şirketinin Cezayirli yetkililerden her türlü terörist tehdide karşı önlem alınması talebi üzerine alındı. Yine aynı kaynaklara göre Cezayir devleti Tiguentourine’deki tesislerde bulunan yabancı petrol şirketlerine önemli teminatlar sundu. İngiliz BP, Norveçli Statoil ve Japon Jay JC şirketleri ve tabii ki sigorta şirketleri temsilcileri söz konusu.

Seksen petrol tesisinin tümü terörist saldırılara karşı önleyici teyakkuz ve petrol sahalarının çevresindeki çöl arazisinin havadan keşif ve kontrol sistemine dahil edildi. Alınan önlemler, üç petrol şirketini ve uluslararası sigorta şirketlerini nihayet ikna etmeye yetti. Bu yeni güvenlik süreçleri Tiguentourine’deki saldırıda gözlenen ihmal ve içeriden destek olasılıklarını da dikkate alacak. Haziran 2013 ve Mart 2014 tarihleri arasında, uluslararası şirket temsilcileriyle Enerji Bakanlığı, DRS (Cezayir istihbaratı), ordu ve ulusal jandarma yetkilileri arasında birçok gizli toplantı düzenlendi.

Toplantılar sırasında güvenlik kuvvetleri, teröristlerin saldırılarda kullandıkları taktikleri analiz etme imkanı buldular. Tesislerde işe alım sürecinde yürütülen güvenlik soruşturmasının yetersiz olduğu anlaşıldı. Dolayısıyla işe alım süreçlerinin değiştirilmesine karar verildi. İşe alım sürecinde yürütülen soruşturmanın işe alım sonrasında ve hatta işten ayrıldıktan sonra dahi sürdürülmesi uygun bulundu. Çünkü teröristler saldırılarını tesislerde daha önce çalışmış olan eski işçilerden aldıkları istihbaratla gerçekleştirdiler. 80 adet petrol tesisi, Tiguentourine benzeri bir senaryonun tekrarlanmasını önlemek üzere özel bir alarm sistemi aracılığıyla birbirine bağlandı.

Bu erken uyarı sistemi petrol depoları yakınlarında askeri uçaklarla yoğun keşif harekatlarını ve Sonatrach şirketinin uçak filosunun yapacağı denetimleri de içeriyor. Petrol tesislerinin 50 ila 100 km çevresindeki alanları kapsayan güvenlik çemberi içerisine herhangi bir terörist sızma tespit edildiğinde alarm ve erken uyarı sistemi çalışmaya başlıyor. Ayrıca çok sayıda yabancı işçinin çalıştırıldığı sanayi bölgesi, kamp ve üsler yakınlarında asker varlığının arttırılması da kararlaştırıldı.

Bir başka güvenlik önlemi olarak bir ulusal güvenlik veri tabanı oluşturulması yoluna gidildi. Bu veri tabanı, petrol şirketlerinde çalışan tüm yabancı ve Cezayirli çalışanların ayrıntılı kimlik ve biyografi bilgilerinden oluşuyor.  Herhangi bir çalışan şüpheliyse ya da bir tehdit oluşturuyorsa ya da şüpheli kişilerle ilişki içerisinde olmasından kuşkulanılıyorsa hakkında daha derinlemesine araştırma yapılması yoluna gidilecek. Yabancı petrol şirketlerinin kendilerini daha da güvende hissetmeleri için, Cezayirli yetkililer aralarında Tiguentourine saldırısına katılanların da bulunduğu, 30’a yakın militanın saf dışı kalmasını sağlayacak şekilde, Güneyin Çocukları adlı örgütün lideri Abdülselam Termon ile anlaşma imzaladılar.

(İnternetteki çeşitli kaynaklardan derlenmiştir).