hasarlı anılar ambarı
Yüz çizgilerini yitirmiş toplu fotoğraflar, vitrin camlarında, çerçeve kenarlarında, biraz destekle de olsa hala o kayıp bakışları anımsatmakta. Gün geçtikçe mevcutlarını yitirmekten yorgun düşmüşler. Biri omuzdan diğeri belden birbirine sarılı iki beden, kafada kurdele, siyah beyaz ama capcanlı duygular; içinden laciverdimsi ışıltıların göz kırptığı yuvarlak cama yönelmek yerine çoktan yitmiş bir öteye dalmış bakış, içinin eridiği torunlarını kucağına eğreti oturtmuş muzaffer bir dede, yan yana dizilmiş cinsiyeti farklı ama muzipliği bir ikizler, ismi çoktan unutulmuş kedinin kucakta bıraktığı hafif nemli sıcaklık, merdivenli sokağa açılan kapı –orada çiçekler mi vardı?–.