Akla zarar
Aslında gelişleri ya da gidişleri sıralı olmuyor, ama âdetini seveyim, anlatım kurgusu içerisinde herhangi birini atlamamak için illa ki bir sıraya sokmak gerekiyor.
Aslında gelişleri ya da gidişleri sıralı olmuyor, ama âdetini seveyim, anlatım kurgusu içerisinde herhangi birini atlamamak için illa ki bir sıraya sokmak gerekiyor.
Bizden önce ağaçlar şaştı. Döngüler bu kez bir iki hafta öne taşındı. Odun yolaklarındaki su önceki dönemlerden daha erken yürümeye başladı. Halkalar içiçe geçti, mevsimler birbirinin sınırlarına tecavüz etti.
Zaten mevcuduyla kalabalık olan hanenin en kimsesiz anlarıyla buluştuğumda, tek başıma uzun süreli bir oyunu başlatmanın iştahlı hevesi bir çırpıda içimi sarıverirdi.
Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. Her şey eskir. Her defasında ayrı bir hırsla umutlarımı ittire kaktıra yokuş yukarı yuvarladığım bu koskocaman dağ parçası, yamaç aşağı kurtulan kayanın takılamadığı pürüzsüz sıkıntı verici düzlükler.
Gurbetteki ilkokul defterlerimin en güzeli. Öylesine ki bugüne tek o yadigar kalabilmiş. Küf kokuyor, ama küflenmemiş. Plastik kırmızı kaplı. Üstelik de Ahlak defteri.